FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Gündem 26 Ocak 2021 711 Görüntüleme

ALAMUTLU VELİ AĞA

Dr. Hasan Kulakoğlu, dedesi Alamutlu Veli Ağa’nın birbirine ulalı öykülerini yazmış. Sanki bir roman gibi.
Kurtuluş Savaşında Madran dağında çadırlarda, çardaklarda yaşayan Tahtacı obası ile Yörük Ali buluşması. Yunan’a karşı mücadelenin içinde bizzat obası ile birlikte yer alan Tahtacı Veli, Alamutlu Veli Ağa.
Uçurulan köprüler, dağlara gelen Yunan birlikleri ve onların işbirlikçileri ile mücadele. Her bir öykü, dönemi anlatıyor. Dedik ya birbirine ulalı.
Kılıç Artığı, Maryas’ın Ağıdı, Efendi Yaylası, Cumhuriyet Sana Çok Şey Borçlu, Ne Mutlu Gün, Cahil Değer Bilmez, Canından İki Can Düşer Toprağa, Sevim Sevmediğimi Zaman Gösteri, Kaç Efsane Göçtü Bu Dünya’dan.
Kurtuluş savaşının ortasında kalan bir Tahtacı Obası. Efendiler yurdunda çardaklarda, çadırlarda yaşam mücadelesi. Birkaç koyun, keçi, ama elinde baltası, o ormandan, o ormana kesime giden Tahtacıların yaşam öyküleri.
Alamut’u Avukat Hüseyin Biçen’den öğrendim. Üç defa ziyaret ettim. Orada dostlar edindim. Madran Dağında ziyarete gidemedim. Bir gün olur gider ziyaret ederiz. Niyaz ederiz. Bu kez rehberimiz Dr. Hasan Kulakoğlu olur.
Alamut’lu Veli Ağa, Kurtuluş Savaşı bitince, Nazilli, Bozdoğan arasında yer alan Alamut Çiftliğine yerleşmek onların en büyük hayali olur. Araya Vali, Jandarma komutanı, Demirci Efe girer, Müftüzade Hasan Fevzi Bey’den 30 bin altına satın alırlar. Obanın çıkıları bir araya getirilir. Alamut Çiftliği Veli Ağa adına alınır.
Obayı toplar, nüfusuna göre, onlara pay eder. Sonra parası olmayanlara da arsa verirler. Onlar da yurt sahibi olurlar. Veli Ağa, Cumhuriyet döneminde alınan bir çiftlikte toprak reformu uygular. Bu o dönemde çok önemli olay olur. Üniversite öğrencilerine tez konusu olur.
Rumlardan, Ermenilerden kalan arazilerin üzerine el koymak için hükümet konaklarını yakıp, tapu kayıtlarına el koyanların yanında, bu vatan için savaş vermiş tahtacı obası, kendi parası ile satın aldıkları çiftliği aralarında pay ederek, cennete çeviriler. İnciri, pamuğu, küncüsü, buğdayı, arpası hele de bağları ekerler, dikerler.
Ama bir şey daha yaparlar, çocuklarını okula gönderirler. Yurt dışına giderler. Her zaman gurur duyduğumuz Elit Tahtacı köyü olarak Alamut samahı ile bütün ülke, dünya tanır.
Nazilli, Aydın, İzmir’de okumuş, kültürlü Veli Ağa torunları. Cumhuriyet dönemi aydınlanmasına devam ediyorlar. İşte yazarımız babası ikinci dünya savaşı içinde yakınlarını kaybeden, onların acıları içinde askerlik yapmak isterken şehit olan bir babanın çocuğu Ünal’ı Alamutlu Veli Ağa onu okutacak, öğretmen olacak. Köyüne gelip evlenecek, köyüne hizmet edecek. Sonra onun oğlu Hasan’da okuyup, askerde şehit olan dedesi Hasanlar ölmesin diye doktor olur. Gün olur bir yazar olur.
Ama torun Dr. Hasan KULAKOĞLU önemli bir hizmet edecek. Köyünün, Dedesi Alamutlu Veli Ağa’nın öykülerini yazacak. Geçmiş kültürüne hizmet buna denir.
Kitabın ön sözünü yazan Prof. Dr. Şadan Gökovalı önsözde şöyle diyor:
” … yarım yüz yıl sonra bir muştu geldi. Veli Ağa’nın torunu Hasan Kulakoğlu doktor olmuş; asıl mesleğine yazarlığı eklemiş. Bir kucak kır çiçeği gibi yazdığı öyküleri getirdi bana. Yazıların eleştirisine girmeyeceğim. Önemli olan, iyi tohumun iyi ürün verebileceğine tanık olmak. Kaldı ki görünen köy kılavuz istemez; dolayısıyla ben Veli Ağa’nın torunun yazdıklarıyla, aranızdan çekiliyorum. Parmakların yorulmak bilmesin Alamut çocuğu Dr. Hasan Kulakoğlu…”
ALAMUTLU VELİ AĞA () BİR KANAAT ÖNDERİ
Dr. Hasan Kulakoğlu.
Temren Yayınevi – Bayraklı- İzmir.
temrendergisi@hotmail.com
İletişim: 0530 016 27 94

Tema Tasarım | Osgaka.com