Evet, ayna taşımalı her insan…
+++
Hızla betonlaşan kent doğanın sınırlarını öyle bir zorluyor ki, doğaya kırmızı, kendisine yeşil ışık!..
+++
Yalanı dolanı, hileyi hurdayı alkışlayanlar, gün gelip hep utanan insanlar olmuşlardır. Alkışladıkları insanlar tarafından da unutulan insanlar olmuşlardır.
+++
Sosyal medyaya bakıyorum; en ağır küfürler, en yakışıksız sözler, bilgiçliğin, bilgisizliğin bin bir örneği, kin, kan, hoşgörüsüzlük yerden göğe…
Bir toplum bu duruma nasıl geldi, bundan nasıl kurtulacak!?..
+++
Türküm, bundan da onur duyuyorum. Ama Türk sözünü çok çok öne çıkarmıyor, durmadan “Türk, Türk…” diye sesli sessiz konuşmuyorum, Türklük ve yurtseverlik sorumluluğumu bilinçle, bu sözcüklerin içini doldura doldura yerine getirmeye çalışıyorum. Akşama kadar bir milyon ‘Türküm’ desem, içi boşsa, ne işe yarar ki diyorum.
Bu, işin birinci boyutu. Bir de ikinci boyutu var.
Çoğunluğumuz Türk olsak da, bu yurtta Kürt, Ermeni, Laz, Rum, Arap yurttaşlarımız da var. Yine, dünya başka uluslarla dolu…
Bir Ermeni durmadan Ermeni Ermeni, bir Kürt durmadan Kürt Kürt, bir Arap durmadan Arap Arap, bir Alman durmadan Alman Alman derse, bundan rahatsızlık duyar mıyız duymaz mıyız? Ben duyarım.
İşte sorun ve çözüm budur, buradadır.
Ya sevgi, kardeşlik, barış, birlikte yaşamak, ya da kin, kavga, düşmanlık, savaş…
Üçüncü yol yoktur.
Hiçbir ulus diğerlerinden üstün değildir, bütün uluslar eşittir. Bu da insanı evrensel insan sevgisine ve dünya barışa götürür.
Bir öğretim görevlisinin Deniz Baykal’la ilgili bir çalışması geldi usuma. Bir yerlerde okumuştum bunu. Bu öğretim görevlisi, bir seçim sürecinde Deniz Baykal’ın ağzından çıkan şu sözcükleri derlemiş. Rakamları tam anımsayamasam da, aradaki uçurum yaklaşık şöyle: Türk sözcüğü 200 küsur, devlet sözcüğü yine öyle, emek sözcüğü 10 küsur!
+++
Sosyalistlerle dinciler…
Sosyalistlerin temel çabası sosyalizmdir, sömürü düzeninin yerine insanca bir düzen kurmaktır. Bu konuda örgütlenirler, kendilerini eğitirler, kendilerini ve insanları bilinçlendirirler, emek harcarlar, özveride bulunurlar. Ama bütün bunları yaparken dürüst davranırlar, hile yapmazlar, hırsızlık yapmazlar, bireysel çıkarlarını değil toplumsal çıkarları önemserler…
Dincilerin (dindarlarla dincileri elbette ayırıyorum) amacı ise dinci bir düzen kurmaktır. Bunun için örgütlenirler, çalışıp çırpınırlar. Ama farkları, bunu yaparken din ticareti yaparlar. Bu yolda da her şey “mübah”tır onlar için.
+++
Evet, ayna taşımalı her insan…