FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Haber 11 Ekim 2022 235 Görüntüleme

Bahçeden sofraya kaliteli zeytinyağı üretimi eğitimi

Geçtiğimiz günlerde İzorya Mut Zeytinyağı ve Mut Zeytini üretim tesislerinde Bahçeden Sofraya Kaliteli Zeytinyağı Üretimi Eğitimi Yapıldı. Zeytin bahçelerinde ve İzorya Zeytinyağı Üretim Tesislerinde iki aşamalı olarak yapılan eğitimde; nitelikli zeytinyağı üretimi için bahçe bakımından, budanmasından, hasadından, ürünlerin zeytinyağı sıkım tesislerine getirilmesinden başlayarak; zeytinyağı üretim tesisinde; zeytinyağı üretilirken dikkat edilmesi gereken önemli konular ve püf noktaları ele alındı. Ayrıca dünyada zeytinyağı üreten diğer ülkelerdeki gelişmeler mercek altına alındı.
İzorya Zeytinyağı firması yöneticilerinin ev sahipliğinde yapılan ve Ankara Üniversitesi öğretim üyesi “Zeytin Baba” olarak bilinen Doç. Dr. Mücahit Taha ÖZKAYA tarafından verilen eğitime; Mut Kaymakamı Batuhan BİNGÖL, Mut Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Gürsel AYDIN, Mut Ziraat Odası Başkanı Hıdır KAR, Mut İlçe Tarım ve Orman Müdürü Ekrem BAYIR, Mut İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünde çalışan konu ile ilgili mühendisler ve İzorya Zeytinyağı firmasında çalışan personeller katıldı.

ÖZKAYA: “Sağlık İçin Kullanılacak Zeytinyağı Üretmeliyiz”

Eğitimi veren Doç. Dr. Mücahit Taha Özkaya, “Dünyada zeytinyağı üreten 10 ülke, üretilen zeytinyağının % 75′ ini tüketiyor, kalan zeytinyağı miktarı ise dış ticarete konu oluyor, Türkiye’nin bitkisel yağ ihtiyacı ise 2,5 milyon ton; Türkiye’ de üretilen zeytinyağı miktarı ise yaklaşık 200 bin ton” dedi. Özkaya şöyle konuştu: “Zeytin meyvesi elmastır, eğer düzgün ellerde işlerseniz bu pırlanta olur, düzgün elde işlemezseniz ancak cam kesen elmas yaparsınız. Onun için zeytin meyvesi o kadar kıymetli ki; bu kıymetse zeytin ağacının bulunduğu ekolojinin kendi yapısından gelir. O kadar etkili ki zeytinlerimizin içinde polifenol dediğimiz zenginlikler vardır, bunları zeytinyağının içine aktarabilirseniz o zeytinyağı farklı özellikler kazanır. 2001 yılında İtalya’yı ziyaret eden bir Amerikalı doktor zeytinyağındaki yakıcılığı ibuprofene benzetiyor ve analiz ediyorlar ve zeytinyağının içindeki bu maddeye oleocanthal adını veriyorlar. İncelediklerinde birçok hastalığa iyi geldiğini fark ediyorlar. Oleocanthal maddesinin 1 litre zeytinyağı içerisindeki maksimum miktarı yarım gram. Yarım gram bu madde için Oleocanthal derneği kuruyorlar. İspanya dünyanın en ucuz zeytinyağını yapar, bunun için genelde mutfağa girer. İtalyanlar gurme zeytinyağı yaparlar, masalara gelen zeytinyağını üretirler. Biz üçüncü tip zeytinyağını üretmeliyiz. O zeytinyağı da komodinin üzerinde duracak zeytinyağıdır, polifenolü yüksek zeytinyağıdır. Kahvaltıdan önce 1 çorba kaşığı kadar içilecek, bunu Avrupa Gıda Örgütü de tavsiye ediyor. Buna da Yunanistan önem vermeye başladı, İnşallah Türkiye’ de devam eder. Türkiye zeytinyağında markalaşmak, ön plana çıkmak katma değer sağlamak için; sağlık için zeytinyağı üretmeli. Türkiye ürettiği zeytinyağının yüzde 10’unu bu şekilde pazarlarsa; kazanacağı döviz miktarı yaklaşık 2 milyar dolar. Türkiye’nin toplam tarımsal ihracatının 25 milyar dolar olduğunu düşündüğünüzde, 2 milyar dolar çok ciddi bir paradır. Biz zeytinin anavatanındayız bunu bizim yapmamız lazım. Bu tip zeytinyağının fiyatı 100 USD’ye kadar çıkıyor.”

BİNGÖL: “Mut, yüksek polifenollü zeytinyağı üretiminde çok büyük potansiyele sahip”

Mut Kaymakamı Batuhan BİNGÖL; Mut ilçesinin zeytin ve zeytinyağı yönünden keşfedilmeyi bekleyen bir hazine olduğunu dile getirirken, “Mut İlçemizde yoğunlukla yeşil zeytin hasadı yapılmaktadır. Zeytin üreticilerimiz zeytin üreten diğer birçok yöreye göre çok daha hassas ve dikkatli bir hasat gerçekleştirmektedirler. Özellikle hasat edilen zeytinlerimiz çuvallar yerine, hava alan kasalara toplanmakta ve bu sayede hasat edilen zeytinlerin kalitesi korunmaktadır. Bu nedenle özellikle Mut ilçesi, yeşil zeytin konusunda; zeytin üreten diğer yörelerden ciddi talep görmektedir. Ayrıca; yeşil olarak ve tekniğine uygun erken hasat edilen zeytinlerden elde ettiğimiz Mut Zeytinyağı ise nitelikli olmaktadır. Yüksek antioksidan (yüksek polifenollü zeytinyağı) içeriğine sahip zeytinyağlarını büyük miktarlarda üretebilmekteyiz. Hedefimiz ürettiğimiz yüksek polifenollü Mut zeytinyağı miktarını arttırarak daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlamaktır. Yapımı devam eden Mut Organize Sanayi Bölgemizin de Mut Zeytinyağı ve Mut Sofralık Zeytini açısından çok önemli bir katma değer kazandıracağı kanısındayım” şeklinde konuştu.

BAYIR: “Zeytin ağacı varlığımızla Türkiye’de önemli bir yere sahibiz”

Mut İlçe Tarım ve Orman Müdürü Ekrem BAYIR; “Mut ilçesinde resmi olarak yaklaşık 12,5 milyon adet zeytin ağacımız bulunmaktadır. Kayıt dışı zeytin ağacı varlığımızın da yaklaşık 2,5 milyon civarında olduğunu tahmin ediyoruz. Bu ciddi bir potansiyeldir. Yani; dünyada bulunan her 60 zeytin ağacından 1 tanesi Mut ilçesindedir. Habersiz yaptığımız denetimlerde, laboratuvara gönderdiğimiz numunelerin çok önemli bir özelliğini fark ettik. Mut Zeytinyağının özellikle peroksit değeri çok düşük çıkmaktadır. Bu da Mut Zeytinyağının daha uzun ömürlü olduğu anlamına gelmektedir. Ayrıca Mut ilçesinin kendine has mikro klimal özellikleri sayesinde zeytin ağaçları tarım ilacı kullanılmadan yetiştirilebiliyor. Özellikle yaz-kış esen poyraz, zeytin sineğini yaşamasına imkan vermemektedir. İlçemizde nem oranının da, yaklaşık 12 ay boyunca düşük seyretmesi mantar hastalıklarına da (fungal hastalıklar) fırsat vermemektedir” dedi.

AYDIN: “Kleopatra güzelliğini Mut zeytinyağına borçlu”

Mut Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Gürsel Aydın ise, tarihe ışık tutacak çok önemli bir iddia bulundu. 1300 yılı aşkın yaşıyla tescillenmiş anıt zeytin ağacının Mut’ta bulunduğunu belirten Gürsel Aydın; Milattan Önce (MÖ) 69-30 yıllarında yaşamış ve tarihe güzelliğiyle damga vuran Antik Mısır Kraliçesi Kleopatra’ nın güzelliğini Mut Zeytinyağı’na borçlu olduğunu söyledi. Aydın, “Mut ilçesinin tarihi de milattan öncesine dayanır” dedi.
Mut TSO Başkanı Aydın, “Kleopatra’ya Milattan Önce 30 yıllarında Mut’ un köyü olan o zamanki ismiyle Masara Köyü’ nden zeytinyağı götürmüşler, Mut Zeytinyağı ile banyo yapmış. Kleopatra güzelliğini ona borçluymuş” şeklinde konuştu.
İddialarını arkeolojik kazılarda çıkan bulgulara ve üniversite bitirme tezlerine dayandıran Aydın, şunları söyledi: “Selçuk Üniversitesi’nden bazı arkeologlar ve Mustafa Kemal Üniversitesi’ nden bir öğrenci burada araştırmalar yaptı. Buradaki arkeolojik kazılarda çıkan bulgulara göre ve tezlerden çıkan şeyler bunlar. Geçimli Mahallesiyle Diştaş Mahallesi arasındaki zeytinyağlarının çıkarılma yeri, Dikilitaş mevkiinin altındaki Alaoda diye bir kilise. Kaya mağara kilisesi. Onun alt tarafında zeytin küpleri var, yağ çıkarma yerleri var. Yağ çıkarma yerlerinde çıkarılmış hazırlanmış. Kaya havuzlara yağlar indirilmiş. Öyle tarihi yerler var, milattan önceki zamanlarda. Orada çıkarılan zeytinyağları gidiyormuş Tarsus’a. Kleopatra’ya gidiyormuş.”
Mut’ta Masara diye bir bölgenin bulunduğunu sözlerine ekleyen Gürsel Aydın, “Masara aslında yağ çıkarılan yermiş. Masura diye geçiyor. İspanya’da da var böyle bir yer. Biz şimdi buna Masara diyoruz. Dere Masara diyoruz hatta. Orada da 1300 yıllığa yakın zeytin ağacı var. Ama tescillenmedi. Tescillenen Haydar Mahallemizdeki 1300 yıllık anıt zeytin ağacımız halen yaşıyor ve halen ondan zeytinyağı çıkarıyoruz” dedi.

İlginizi çekebilir

BİR HAYATA DOKUNMAK

BİR HAYATA DOKUNMAK

Tema Tasarım | Osgaka.com