FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Gündem 25 Mayıs 2021 437 Görüntüleme

Bazı Yazılar Okuyandan Çok “Okudum” Diyene Yazılır En Çok

Yorulma değil de, belki bunalma benimki. Kim olursa olsun kolay değil tabi, yalanı dolanı, hilesi hurdası, soygunu talanı, softası soytarısı, bilgici bilgisizi, bencili boş vermişi bol olan bir ülkede yaşamak, yaşayıp da bunalmamak…
Çünkü, insansanız en kolay siz kirlenirsiniz.
Herkesin bildiği kadar ben de biliyorum Ankara’nın ve dünyanın durumunu.
Bozuk düzenin, para yapımı çirkin çarklarının çirkin gıcırtıları beni yormayıp da bunaltan.
PKK’ymış, Hamas’mış, halkoylamasıymış, boyalı boyalı, göz boyayan gazetelermiş, sinir, silindir, sindir haberlermiş, vırtmış cırtmış, hepsini boş veriyorum bugün, hepsine usumu, gözlerimi, kulaklarımı kapatıyorum.
Dayaktan çıkmış eşeğe benzersem benzeyeyim. Eşeğe benzemek insanı eşekleştirmekten daha erdemlidir kesinlikle.
Peki neden yapıyorum bunu?
Satayım bu bozuk düzenin anasına diyerek, seninle konuşabilmek için.
Adını ilk kez bir iki hafta önce duydum. Ama 42 yıl geçmiş seni hiç tanımayalı.
Ben her hafta bir resim yapıyorum. Bakmakla kalmıyorsun bu resme, kalmıyorsun da, bir tül var sanki adınla aranızda, adını bilip de seni bilemediğim. Bir de, olabilir mi olabilir, belki de uzaktan bal gibi tanıdığım birisisin, adını bilmiyorumdur da, bilmediğim ondandır. Ama bilmediğim birisisin şu anda.
Resim dediğime bakma, o, sözün gelişi…
Bir insanı bilmemek bazen çok işe yarar. Seni bilmemek de şimdi öyle bana. Hayal kurduruyorsun bana bol bol. Seni bilirsem hayallerim biter mi, bunu da bilmiyorum açıkçası. Ama bilmenin getireceği varsıllıklarla bu serçe kıpırtısından hayalleri aynı kapta tartamam. Birisi limon çiçeği kokusu, birisi iğde çiçeği.
Evet, çok merak ediyorum, resimlerime bakmakla kalmayıp ‘baktım’ diyen seni.
Kırk yıldır çok merak ettiğim, çok aradığım ama bir türlü bulamadığım bir ilkokul öğretmenim vardı. Sonunda bulmuştum birkaç yıl önce. Telefonla konuşmuştum bile. Ama yanına gitmemiştim bir türlü. Kırk yıl önceki öğretmenimi bulamama korkusu vardı içimde. Buna benzer bir korku var sanki ruhumun yalın derinliklerinde. Bu yüzden de, bir Ağrı dağından, bir İstanbul’dan vazgeçmek pahasına da olsa, seni tanımamakta kalmak daha güzel olacak sanki. Limon çiçeği iğde çiçeği de kokar o zaman hem belki. Seni tanımakla bir suyun büyülü akışı, haftalık gönderdiğin o güzelim selam bozulacak gibi sanki. Bilmiyorum, belki de ben yanılıyorum. Ve yine bilmiyorum, belki de bütün resimlere aynı uzaklıktasın, benimki bana özgü bir kuruntu. Ama bir de, senin türkülerine en güzel sözleri ben yazacakmışım gibi geliyor bana. Kararsızım açıkçası seni bilmek ve bilmemekte.
Bir iki dalgalanışla hemen kendimden saydığım, başka bir ulusun bayrağı gibisin şimdi bana.
Kitap okuyorsun, sanat yaşıyorsun, belli ki güzelsin. Senin bu güzelliğine bir parçacık güzellik de ben katıyorsam, ne mutlu bana!..

İlginizi çekebilir

MUT ÇITLIK ANILARI / 8

MUT ÇITLIK ANILARI / 8

Tema Tasarım | Osgaka.com