FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Gündem 8 Aralık 2020 472 Görüntüleme

ÇOK NÜFUS MU ÇOK AZ NÜFUS MU ÇOK

Günümüzün tartışılan konularından birisi bu: Çok nüfuslu olmak mı iyi, az nüfuslu olmak mı? Tabi bakış açımız beş yıl on yıl sonrası kadar, onlarca yıl sonrası için de.
Şu örnekle başlayalım isterseniz: Bugünün bu ağır koşullarında bir aile düşünelim, yedi nüfuslu olsun, başka bir aile dört nüfuslu. Tabi bu nüfusun ikisi anne ve baba.Hangisi daha sıkıntısız olur sizce?
İşte toplum da böyle…
Çok nüfus, üretimden çok tüketim demektir. Hele hele bizim gibi sorunlarını çözememiş, sıkıntısı büyük olan toplumlarda bu daha yoğundur. İnsan sayısı olarak çoğalmak ama başka bütün değerler için azalmaktır.
Bu yüzden hiç kimsenin günlük siyasi çıkarları için “üç çocuk, dört çocuk, beş çocuk” dememesi, hele hele daha çok çocuk için anne babaları özendirmemesi, ödüllendirmemesi gerekir. Gelecek kuşakların hakkını çalmak, mutsuzluk üretmektir bu.
Çok nüfus başta doğanın; yerüstü ve yeraltı kaynaklarının daha çok daha hızlı tüketilmesi, şehirlerin daha daha büyüyerek beton yığınlarına dönüşmese demektir. Bu da insanın kendisine bile yabancılaşması ve mutsuzlaşmasıdır, cahil kalabalıklar kalması, yurttaş olamamasıdır.
Eğitim, sağlık, işsizlik, yoksulluk, eşitsizlik gibi temel sorunlarını çözememiş toplumlarda çok nüfus çok hastane, çok hapishane, çok kahvehane, yeterince bezlenememe, kültür sanatsızlık, dolu dolu sınıflar, işsizler ordusu da demektir.
Çok nüfusla çok üretim denilse bile, bunun sonu daha daha tüketime dayanır ki, bu da ormanların, madenlerin, suların daha çok tüketimi, daha çok çevre kirliliği, doğal yiyeceklerin hızla azalması, sağlıksız ve yapay yiyeceklerin çoğalmasıdır.
Alın size somut iki örnek: Çok nüfus çok araç üretimidir, öyle mi? Doğal olarak bu da şehirlerin araçlarla dolup taşması; gürültü, egzoz dumanı, park sorunu, can sıkıntısı, hantallaşma, sağlıksızlık demektir. Yine çok nüfus çok ev; çok mermer, dağların delik deşik olması, ağaç kıyımı, kum yüzünden akarsu yataklarının değişmesi, balıkların tükenmesidir.
Öbür yandan makineleşmiş, teknoloji ve bilgi çağında insan emeğine gereksinim giderek azalmaktadır. Yirmi işçinin yaptığı işi bir makine yapmaktadır. Bu yüzden de işsiz sayısı durmadan artmaktadır.
Bir yandan da çok nüfus yetersizlik, geçimsizlik, kavga ve giderek savaş demektir.
Bir bakıyorsunuz, size akıl verenlerin ya iki ya üç çocuğu var, hepsi varsıl, hepsinin çocukları iyi eğitimli, iş güç sahibi, siz ise dört beş çocuklu, yoksul, çocukların eğitimi yetersiz, kimisi işsiz… Yoksullara İmam Hatipleri önerip de kendi çocuklarını Avrupalarda okutanlar gibi. Oh, “Rızkını Allah verir” dedirtirler bir de size!..
Sonuç olarak çok nüfus, çok üretimi bile çok tüketime dayalı, doğanın ve dünyanın hızla tüketilişidir, daha derin sorunlardır, insanın mutsuzluğudur…
Açlığın ve yoksulluğun temel sorunlarından birisi eşitsiz ve dengesiz paylaşım olsa da, bu dünya, bu doğa sonsuz değildir, çok nüfusla çok daha çabuk bitirilir.

Tema Tasarım | Osgaka.com