FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Gündem 23 Ağustos 2022 211 Görüntüleme

DOĞU’NUN KIZI BENAZIR BHUTTO (*)

1970’li yıllarda Pakistan-Türk Derneğine üye olmuştum. Zülfikar Ali Bhutto başbakan oldu. Sürekli dergileri geliyordu. Oradan ülkedeki gelişmeleri izliyordum. Amerika Nato yetmemiş, bir de Cento’yu kurdurmuştu. Türkiye, İran, Pakistan… İşte Bhutto’ları o zaman tanımıştım.
Varlıklı bir aile olan Zülfikar Ali Bhutto, varlıklarına varlık katma yerine, ülkesine demokrasi getirme, toprak reformu, adalet getirmek için mücadele ediyordu. Ama Amerika ülke içinde ümmetçi grupları sürekli onun üstüne gönderdi. Kendi atadığı Ziya ül Hak önce onu görevden aldı. Onu zindanlara attı. 1979 yılında onu idam ettirdi. Bütün dünya idamı önlemeye çalıştı, ama onlar kararlı idi.
Kitabı okurken, ülkemi görür gibi oldum. Hani Ergenekon, Balyoz davaları vardı ya? Fethullah Gülen Örgütü’nün yarattığı örgütler. Ordu, aydınlar, siyasetçiler bir torbaya konup yargılandılar. İşte aynısı Pakistan’da yaşandı. Bir siyasi cinayet üstüne yıkıldı.
Zülfikar Ali, çocuklarına en iyi eğitimleri aldırdı. İngiltere, Amerika, Fransa’da eğitimlerini tamamlattı. Ama kız çok önemli idi. Onu siyaset eğitimlerinin içinde babası başbakan olmuştu. Onun yanında yer aldı.
Benazır Bhutto, kendini çocukluğunu, gençliğini yaşayamadan siyasetin içinde buldu. Babası içeri atıllınca hem okudu, hem ülke siyasetine yön vermeye başladı. Annesi ile birlikte partiye, halkına sahip çıktı. Babası idam edilince kendini partinin başında buldu. Babasının kaldığı yerden siyasete o başladı.
Ülkede Ziya ül Hak vardı. Demokrasi bitmişti; insan hakları, adalet bitmişti. Demokrasi yerine adım adım şeriat düzeni kurulmuştu. Arkasında dev Amerika vardı. Birleşmiş Milletler de onu destekliyordu.
Gün geldi, bir uçak kazsında Ziya ül Hak öldürüldü. Yanında kimse kurtulamadı.
Yerine geçenler onlardan farksızdı. Hindistan’a savaş açmak için var güçleri uğraş veriyorlardı. Yerine Gulam İshak geldi.
İlk seçimlerde, her türlü koşula rağmen Benazır Bhutto Başbakan oldu. Ülke anayasası ile seçilmek yetmiyordu. Cumhurbaşkanı onu hemen görevden alıyor, bir bahane ile içeri tıkıyordu. Siyasi partileri kapatıyor. İşte size Amerika’dan güdümlü tek adam yönetimi.
İki erkek kardeşi birer birer katledildi. Annesi yıllarca zindanlarda kaldı. Bhutto ailesinden kimse kalmamalıydı. Pakistan halkı onları çok seviyordu. Onlara eğitim, eşitlik, toprak, üretmek, insanca yaşamak, demokrasi insan hakları vermişti.
Ülkede Ziya ül Hak şeriatı ilan etmişti. Bütün haklar yok olmuş, Müslüman Birliği Partisi ortaya çıkmıştı. Ama ülkede bütün demokrasi kuruluşları bir araya gelmişti. Bu askeri vesayet son bulmalı idi.
Babasının idamı, annesi ile zindan günleri derken Tarık Asif ile evlendi. Varlıklı bir ailenin çocuğu idi. Ama onu hep takip etmiş, onu seviyordu. Bir ağustos gününde halkın içinde düğünleri oldu.
Ülkede seçim yapılsın diye Birleşmiş Milletler baskı yapıyordu. Eh seçim olmalıydı. Dediler ki, seçimlerde oy kullanmak için kimlik gerekir. Oysa ülkede halkın % 45’inin kimliği vardı. Seçimler yapıldı. 2 Aralık 1988 tarihinde Pakistan Halk Partisi iktidar oldu. Benazır Bhutto başbakan oldu.
Ama yasalar askeri vesayetin elinde idi. Bir cinayeti üstüne atıp, onu tekrar içeri attılar. Eşine de bir bahane bulup, onu içeri zindanlara attılar. Her geçen gün Halk Partisi güçleniyordu. Ama Gulam İshak, Müşerref ümmetçileri iktidara getirmek için çok uğraş verdiler. Müslüman Birliği hiçbir zaman % 13’ten fazla oy alamadı.
2008 yılında yapılacak olan seçimlere katılmak üzere 18 Ekim 2007 tarihinde Pakistan’a dönen Benazır Bhutto, her geçen gün öldürülme bilgilerine rağmen çalışmalarına başladı. Her tarafta bombalar patlıyordu. Her gün Halk Partisi taraftarları öldürülüyordu.
27 Aralık 2007 tarihinde Ali Han Parkı’nda yaptığı miting sonrasında aracına önce bir iki el silah atılmış, yanı başlarında yer alan intihar bombacısı bombayı patlatmıştır. Yanında 20 parti yetkilisi ile birlikte öldürülmüştür. 28 Aralık günü babasının yanına gömüldüğünde 54 yaşında idi.
Okuduğum kitabı, Benazır Bhutto ölümünden iki ay önce tamamlamış. Pakistan ve Türkiye, Amerika 1950’li yıllarda içimize girdikten sonra adım adım ümmet aşkını pompalamış. Cumhuriyet alt yapısı, Kurtuluş Savaşı ve sonrası devrimler. İşte Amerika’nın işini zorlaştırmış. 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat hepsi Amerika’nın Türkiye’de oyunları. Sonuçta onların güdümünde adım adım şeriata giden bir ülke.
Pakistan’da Halk Partisi, Türkiye’de Cumhuriyet Halk Partisi. Müslüman Birliği, bir de başka partiler… Yöntem aynı; demokrasi, insan hakları, hak, hukuk, adalet yok olacak. Şeriat düzeni gelecek. Oh Amerika o zaman rahat edecek. Ey Amerika El Kaide sana bir işaret verdi. Bunlar gün gelir senin NASA’nı da havaya uçururlar.
Gel vazgeç, ülkemizden elini çek. Sana da insan hakları lazım olacak.
(*) BENAZIR BHUTTO / DOĞU’NUN KIZI.
İngilizce’den çeviren Enver Gürsel. Pegasus Yayınları.

Tema Tasarım | Osgaka.com