FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Gündem 8 Eylül 2020 566 Görüntüleme

“Hepimiz Flaubert’in önlüğünden çıktık”

Nikolay Gogol’ün ölümsüz yapıtı Palto’nun neredeyse kendisinden bile daha meşhur bir söz var:
“Hepimiz Gogol’ün paltosundan çıktık.
Fyodor Dostoyevski’ye ait olduğu rivayet edilen bu söz, Gogol’ün kurucu niteliğini vurgulamak ve edebiyatta geleneğin önemine dikkat çekmek için kullanılıyor. En azından ben öyle anlıyorum.
Fakat doğrusunu söylemek gerekirse “rivayet edilir” eklentisi, oldum olası sözün kendisinden daha çok kurcalamıştır kafamı. Nasıl olur da bilinmez, ama “rivayet edilir”?
Tarihçi ve çevirmen Konstantin Duşenko da her türlü vecizenin izinin sürülebileceğini düşünmüş olsa gerek ki neredeyse tüm kariyerini bu işe adamış. 2017’de yayınladığı bir makalede de paltolu sözün peşine düşmüş.
Buldukları epey ilginç.
Buna göre, sözün yazılı bir mecrada ilk kez geçtiği yer Fransız edebiyat eleştirmeni Eugène-Melchior de Vogüé’nin bir makale serisi.
Esasen bir diplomat olan, 1877-1882 yılları arasında St. Petersburg’daki Fransız elçiliğinde görev yaptığı sırada edebiyat çevreleriyle de yakın ilişki kuran de Vogüé, Dostoyevski’yi Fransa’ya tanıtan isim olarak biliniyor.
1885 yılında Revue de Deux Mondes dergisi için Rus edebiyatı üzerine bir makale dizisi kaleme alan eleştirmen, ertesi yıl da düşüncelerini Le roman russe (Rus romanı) adıyla kitaplaştırıyor.
Duşenko’nun aktardığına göre, söz ilk haliyle dizinin ilk makalesi “F.M Dostoyevski”de beliriyor:
“Üçü de [Tolstoy, Turgenyev, Dostoyevski], 1840-1850 yılları arasında realizmin yaratıcısı Gogol’den çıktılar.
Makalenin devamında söz bugünkü haline yaklaşıyor:
“Rus yazarlar haklı olarak “Hepimiz Gogol’ün paltosundan çıktık” derler.
(Nous sommes tous sortis du Manteu de Gogol)

Son olarak, aynı dizi kapsamında Gogol üzerine yazdığı bir başka makalede sözün Dostoyevski’ye atfedilmesine neden olacak şu ifadeyi kullanıyor:
“Rusları ne kadar okursam, içlerinden son 40 yılın edebiyatıyla ilişkili olan bir tanesinin bana söylediği “Hepimiz Gogol’ün paltosundan çıktık” sözünün doğruluğunu o kadar iyi görüyorum.
De Vogüé’nin makaleleri Rusçaya çevrildikten birkaç yıl sonra çıkan bir Dostoyevski biyografisi, sözü bu kez doğrudan Dostoyevski’ye yakıştırıyor. Çünkü 1891 tarihli bu biyografinin yazarı E.A. Solovyov’a göre, “son 40 yılın edebiyatıyla ilişkili olan” Rus, Dostoyevski’den başkası olamaz!
Ancak arkadan gelenler arasında bu çıkarıma şüpheyle bakanlar da var. İlk akla gelen soru: Dostoyevski’nin yazılı mirasında neden benzer ifadelere rastlanmıyor? Daha haklı bir diğer soru: Öyleyse Dostoyevski o ünlü anma konuşmasında neden Rus edebiyatının kökünün Puşkin’e dayandığını söylüyor?
Her şeye rağmen Konstantin Duşenko, de Vogüé’nin temasta olduğu Rus edebiyatçılardan birinin, hatta belki gerçekten de Dostoyevski’nin buna benzer bir söz söylemiş olabileceği görüşünde. Ama de Vogüé’in kullandığı “…’dan çıktık” kalıbının muhtemelen Rusçanın söz varlığı içerisinde doğmadığı iddiasında. Üstelik bu konuda oldukça ikna edici argümanları var.
Birinci argüman, o güne dek Rusçanın söz varlığında bir geleneği, okulu vb. işaret etmek için bir elbise parçasından çıkma metaforunun kullanılmamış olması. Sonrasında “Stalin’in paltosundan”, “Maleviç’in siyah karesinden” çıktık diyenler var, ama öncesinde yok.
İkinci ve çiviyi asıl çakan argümansa şu: Böyle bir metafor Rusçada yok, ama de Vogüé’nin anadilinde, yani Fransızcada var. Gustave Flaubert’in romanı Madam Bovary’de:
“Doktor Larivière, Bichat’nın önlüğü altından çıkmış o büyük cerrahi okuluna, …artık soyu tükenmiş filozof hekimler nesline mensuptu!
—(NURULLAH ATAÇ-SABRİ ESAT SİYAVUŞGİL ÇEVİRİSİ)

Aynı cümlenin Tahsin Yücel çevirisinde şöyle olduğunu geçerken not edeyim:
“[Doktor Larivière,] Bichat’nın kurduğu büyük cerrah okulundan, şimdi silinip gitmiş bir kuşaktandı…
— (TAHSİN YÜCEL ÇEVİRİSİ)

Duşenko, metaforun Rusça düşünüşe aykırılığını ispat için Madam Bovary’nin Rusça çevirilerinden örnekler veriyor. Buna göre pek çok Rusça çeviri, “önlükten” ya da “önlüğün altından” çıkma benzetmesini tıpkı Tahsin Yücel gibi atlamayı uygun görmüş.
Özetle, Duşenko’nun iddiası, çok sevilen bu sözün “bizzat de Vogüé tarafından Flaubert örneğine göre formüle edildiği” yönünde.
“Rivayet” kıymığından kurtulmanın verdiği rahatlık bir yana, bir çevirmen olarak bu hikayeden kendime şöyle bir hisse çıkarmadan edemiyorum:
Elbette metaforlar atlanmaz ya da “düzleştirilmez” diye bir kaide yok, ama yine de dikkatli olmakta yarar var, sonradan hangisinin nerelere geleceğini kim bilebilir?

Tema Tasarım | Osgaka.com