İlk önce tanımlar yardımıyla, ilişkide bağımlılığı ve bağlılığı iyi anlamak gerekmektedir. İlişkide bağımlılık dediğimiz şey, ilişkide partnerini kaybetmemek adına her şeyi yapmak, mükemmel sevgili olmaya çalışmak, başkasıyla iletişimi olmaması için partnerinin her anını doldurmaya gayret göstermektir. Okuyunca ne kadar sağlıksız bir ilişki yapısı olduğu anlaşılıyor. Bağımlılık, başlı başına bir olumsuzluk teşkil etmekte zaten. Duygusal bağımlılık dediğimiz şey, bir bakıma sadece o kişiyi mutluluk kaynağı olarak görmektir. İçten içe kişinin zihninde, o kişinin vazgeçilmez olduğu düşüncesi yatmaktadır. Bu kişilerde sensiz yaşayamam, ölür biterim gibi sık cümle kalıplarına rastlarız. Bağımlı kişi, partnerinin bağımsız olmasından içten içe korku duyar ve bu asla istemeyeceği bir durumdur.
İlişkilerde bağımlı olma durumunun altında yatan altında yatan sebepler düşünüldüğünde, öncelikle özgüven eksikliği olduğu aşikar. Birey , kendi hayatının yok sayıp karşısındaki kişinin hayatında söz sahibi olmaya çalışması veya koruma altına almaya çalışması durumlarında aslında kendi özgüven eksikliğinin boşluğunu doldurduğunu sanmaktadır. Bir süre sonra partnerini vazgeçilmez bir parça olarak görmeye başlamaktadır. Bu durumun kökeni çocukluktadır.Anne babanın ya da bakım verenin ilgisiz kalması, değersiz hissettirme bu duruma yol açabilmektedir. Ya da tam tersi şımarık şekilde yetiştirilen çocuklarda da ileriki hayatlarında, ilişkilerinde hep takdir görme, onaylanma ihtiyacı vardır. Bu onay alma ihtiyacı ile kendi değerlerini belirlemektedirler.
Peki, bağlılık ve bağımlılık hangi noktada ayrışıyor? Bağlılık,sevgi duyduğunuz kişiyle yaşadığınız ilişkiyi devam ettirmeye yönelik niyetle alakalı bir durum olarak tanımlıyoruz. Tam olarak açıklamak gerekirse, ilişkide yapılan fedakârlıklar, ben yerine biz düşüncesi bağlılık göstergelerindendir. İlişkideki bağlılık durumu kişilerin ayrı ayrı fikirleri, inançları ve düşünceleri olması gerektiğini savunmaktadır. Ancak bağımlı ilişkilerde farklı düşüncelere ve yaşam alanlarına izin vermezler. O kişinin de bağımsız bir birey olduğu gerçeği yok sayılır. Genel olarak toplamak gerekirse, bireyler ilişkileri gözden geçirilmeli ve analiz etmelidir. Eğer bağımlılık tablosu varsa bu durumun ilk adımı fark etmek ve kabul etmektir. Daha sonrasında gönüllüğe bağlı çift terapisi ya da danışma almak oldukça gerekli bir durumdur. Kişi bu süreçlerden geçtiği takdirde özgüven eksikliği giderip, sorun süreç dahilinde çözüme kavuşacaktır. Kişi partnerine beslediği kalıp düşünceler yerine olumluları koyup, onun da bir birey olduğunu görüp, bireyler kendilerine ait zamanlarında olabileceğini anlayabileceklerdir. Böylelikle kişi mutluluk kaynağının sadece partneri olmadığını, onunda bağımsız bir birey olduğunu veya mutlu olmak için bir onaya gerek duymadığını öğrenecektir.