FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Haber 1 Şubat 2024 178 Görüntüleme

KARADEĞİRMEN / 12

PERS YOLU BİR SU DEĞİRMENİ

Molla Hüseyin, Kiya Hüseyin gibi sıfatları var. İmam. İmam olduğu için, askere gitmemiş. Osmanlı’da böyle bir uygulama var. Karakiya Hüseyin, Kiya sıfatını annesi Kiya Elif’den alır. Kendisinden de kızı Elif’e geçer. Yani babam Yunus Nadi’nin annesine. Kiya Elif, Elifkiya şeklinde de yazılıp söylenir. Diğer yandan, bildiğimiz ilk Elifkiya, Malyalı İnce Mustafa’nın kız kardeşidir. Nizam Salih eşi Elifkiya’nın nüfus verileri yok elimde. Nizam Salih’in bin sekiz yüz otuz iki olan ve de kardeşi İnce Mustafa’nın doğum tarihi olan, bin sekiz yüz otuz yediyi göz önünde bulundurursak, yaklaşık bir tahminde bulunmak olası. Öyle ya da böyle, destanımıza bir etki etmeyeceği için doğum yılına yürümedim. İlk beşi oğlan, son beşi kız, on çocuk annesidir. Bu on çocuk, Kavaközü’nün iskeletini oluşturmuşlar. Adı verilen Kiya Hüseyin kızı Elifkiya’nın da ikisi doğumda yitirilen dokuz çocuğu olmuş. Nizam Salih ve Elifkiya’ya iki koldan da ulaşan torunları, Elifkiya ve Nizam Salih torunu, bildiğimiz ikinci Elifkiya’nın yedi çocuğu da babaları, Ali ve Hatice oğlu, Kiya Hüseyin Ata kızı, Elifkiya eşi, bin sekiz yüz doksan dört doğumlu, taş duvar ustası, Osmanlı Suriye Cephesi Gazisi, girişimci iş insanı, Molla Kavaközülü Ahmet İnce ile birlikte Kavaközü’nün iskeletini dokumuşlar. Babalarından sonra en baskın karakter olanın, emeğe saygı, vefalı olmak adına, babam Yunus Nadi İnce’nin adını anmanın, ödenmesi gereken borç olduğunu düşünüyorum.
Destanımızda Elifkiya’nın kardeşi, İnce Mustafa’dan da bahsedeceğiz. O da Karadeğirmen Destanı’nın kahramanlarından. Biraz daha ileride.
Destanımızın diğer karası Karabey ile Kavaközülü Karakiya Hüseyin’in yolları, Karadeğirmen üzerinden kesişecek. Bunun için, Karakiya Hüseyin’i de biraz tanımamız gerekirdi. Bunu yaptım.
Karabey adı ile ilk defa, babamın Karadeğirmen ile ilgili anlatılarında karşılaştım. Çok uzun süre aramama rağmen, uzun zaman bu bilgiler dışında hiçbir iz bulamadım Karabey’den. Diğer isimlerden Gökhacılar, Mut’un Kesikköprü köyünden. Tahtalı Yaylağı’na yaylaya çıkanlardan. Ulaşabildiğim Gökhacılar’dan hiçbiri, Karadeğirmen hikayesinden haberdar değiller. Tahtalı Yaylağı’nın Karabey’in olduğunu yazmıştım. Burada yaylalayan Kesikköprülüler, yayla arazilerini, Karabey’den almışlar. Anlaşılıyor ki, yaylaktan alım yapan Kesikköprülü Gökhacılar, aile olarak ya da içlerinden biri Karadeğirmen’i de almış.
Diğer isim Taş Köse’ye bu satırları yazdığım iki bin yirmi dört yılı, Ocak ayının, on sekizinci günü olan Perşembe itibari ile ulaşabilmiş değilim. Olası ki Karadeğirmen çevresinden biri değil.
Bu satırlar civarında birkaç etkileşeninden bahsettiğim Karabey, Kestel Dağı Hâkimi Karabey’dir. Güç tutkusu, hırsı, ayan kimliği, kısmen ihtiyaçları onu, Kestel Dağı’ndan almış, yaklaşık otuz kilometre civarı ötelerdeki Tahtalı düzlüklerine kadar götürmüş. O dönem için, uzun bir adımdır bu adım.
Babamdan aldığım ilk bilginin tarihi, epey gerilerdedir ancak ötesi olmayan bilgiyi ete kemiğe büründürmem, öğrendikten çok sonra oldu. Bunun için, dağcılık uğraşlarımı geliştirmem, kanyon faaliyetlerimi ilerletmem, Kestel Dağı’nı incelemem, Sibila ve Punura’nın peşine düşmem, Pers Yolu arayışlarımı derinleştirmem, Muhammet ile tanışmam, gerekiyormuş. Yoksa okuryazar olduğum günlerden bu yana; “Gâvur Mezarlığı”, Kömürcü”, “Örendenyaka”, “Taburyeri” Kavaközü’nde niye var sorusu aklımı hep kurcalamıştı. İşin bu tarafına daha fazla girmem, asıl konumuzu dağıtacağından, burada bırakıyorum ve Karadeğirmen’e geçiyorum. 27.01.2024
Devam edecek…

Tema Tasarım | Osgaka.com