Birilerinin kötülüğü üzerinden değil, yapacakları ile halkın umudu olmaya talip olan bir lideri dinledik.
Kemal Kılıçdaroğlu, Mersin Umut Meydanından Milletin Sesi oldu. Sayı 21 bin, 40 bin önemli değil. Alan doldu taştı. Alan dışında Silifke Caddesi ve Müftü Köprüsü üzerinde binler vardı. Aman millet bahçesi çimleri çiğnenmesin. Çimleri polisler korudu.
Salınan korku, corona korkusu, buna rağmen Umut Meydanına koşan halk. Tevfik Gür Stadı yanında miting alanı artık Umut Meydanı oldu. Halkın umudunun ateşi burada yakıldı. Ağır ağır ateş Anadolu’ya yayılacak.
Bir sabah seçim kararı gelecek. Halkın önüne sandık konacak. Artık sandık başı oyunları onları kurtaramaz oldu.
Umut meydanında ötekiler bir araya geldi. 20 yıldır yöneten berikilere yol gözüktü.
Artık meydanlarda milletin sesi ortaya çıkacak. Üretici kadın, erkek, esnaf, öğrenci, iş arayan diplomalı gençler… halkın sesi yankı yaptı. Sonra kürsüye gelen Kemal Kılıçdaroğlu konuşma aralığında bir mesaj verdi: “Halkın umudu olmaya varım” dedi. Yani bu günden sonra artık ötekilerin Cumhurbaşkanı adayı Mersin’den yola çıktı. Hayırlı olsun. Yolu açık olsun. Boz Atlı Hızır yardımcısı olsun.
İşte satır aralıkları:
“Ahdım var, bu memlekete barışı, huzuru, sevgiyi getireceğim. Ahdım var ve söz veriyorum bu memlekete demokrasi, adaleti getireceğim.”
“Mafya düzenini ve mafya ile uyuşturucu baronlarıyla işbirliği yapılan düzeni değiştireceğim. Gencecik evlatlarımızın zehirlenmesine asla izin vermeyeceğim. Siyaseti kirlilikten arındıracağım. Siyaset ahlaklı insanların görevi olacak. Siyaset adamına göre iş bul, ihale takip et, rüşvet, cebini doldur siyasetini kirlilikten arındıracağım.”
“Bu meydandan söz veriyorum, hiçbir rüşvetçiyi, yolsuzluk yapanı devlet kadroları içinde asla ve asla barındırmayacağım. Saray ve şürekası duysun; rüşvet alanları, uyuşturucu baronları ile kol kola gezenleri, onların uçaklarına binenleri, paralarını alanları, devletin kadroları içinde asla yaşatmayacağım. Hepsinin görevine son vereceğiz. Ve yine söz veriyorum; harcadığımız her kuruşun hesabını millete vereceğiz. Sizin paranızı harcarken bize hesap vermek benim namus borcum olacaktır, bunu yapacağız. Yine söz veriyorum 84 milyonu Londra’daki tefecilere mahkum ettiler, vergilerin büyük bir kısmı oraya gönderiliyor. Üreten, alın teri döken, çalışan bu memleket için çalışan herkesin hakkını, hukukunu koruyacağım, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını Londra’daki bir avuç tefeciye hizmet etmekten kurtaracağım.”
“Sizlerin desteği ile iktidar olacağız. İlk 1 hafta içinde çiftçinin bankalara, tarım kredi kooperatiflerine borçlarını sileceğiz. Traktörü, hayvanları asla haczedilmeyecek. Ziraat Bankası çiftçi dostu bir banka olacak. Mersin’in umut meydanından söz veriyorum. Çiftçiyi bu milletin efendisi yapmak, benim boynumun borcu olacak. Aynı şeyi esnaf için de yapacağız. Faize karşıysan neden bu faizler var, neden silmiyorsun? İktidar olduğumuzda ilk işlerden birisi esnaf bakanlığını kurmaktır, esnafın da yüzü gülecek. Halk Bankası’nı bir esnaf bankası yapacağız.”
Mitingde organizasyon çok iyiydi. Gençlik dağınık olduğundan alana egemen olamadı. Erdemli’de şehit olması, yasa ortak olma düşüncesi ile coşku halkın içinde kaldı. Ama umut meydanında ateşlenen meşale ile gelenler evlerine umutlu gittiler.
Mesaj yerine ulaştı mı bilmem? Başlarına kuma gömenler duyuncaya kadar mitinglere devam edilecek gibi. Hani halk sokağa inmiyor diyorlar ya; işte halk sokağa indi. Sandık gelinceye kadar bu heyecan dalgası devam edecek. Erken seçim, yetmez HEMEN SEÇİM.