FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Haber 8 Mayıs 2021 511 Görüntüleme

MUTHAYSEV: “Kısırlaştırma ve Acil Tedavi Merkezi kurulmalı.”

Mut’taki hayvanseverler, dernek çatısı altında toplandı. Kuruluş çalışmalarını tamamlayan Mut Doğayı ve Hayvanları Koruma Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MUTHAYSEV), Zübeyde Ütük başkanlığında kuruldu. MUTHAYSEV’in yönetiminde; Ayşe Ardıç (Bşk. Yrd.), Halil Batı, Gamze Dalkılıç, Nuh Çopun, Gülsüm Kaplan ve Aslı Kaya bulunuyor.

MUTHAYSEV Başkanı Zübeyde Ütük ve yönetim kurulu üyelerinden Halil Batı, gazetemizi ziyaret ederek; dernek çalışmaları hakkında bilgi verdiler ve Mut kamuoyuna yönelik açıklamalarda bulundular.

Mut’taki en büyük problem, hayvanların kontrolsüz şekilde üremesi.”

MUTHAYSEV Başkanı Zübeyde Ütük, “Mut Doğayı ve Hayvanları Koruma Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği olarak, 4 Mart 2021 tarihinde resmi olarak kurulduk. Bizim amacımız, Mut’ta özellikle sokak hayvanlarıyla ilgili çalışma yapmak. Onların daha sağlıklı bir şekilde yaşaması ve sayılarının kontrol altına alınması. Mut’taki en büyük problem, hayvanların kontrolsüz şekilde üremesi. Biz bunların önüne geçebilmek için, Belediyelerle beraber ortak bir çalışma yaparak; hayvanların kısırlaştırılıp tedavi edildikten sonra, ilçemizde bulundukları noktaya geri bırakılmasını amaçlıyoruz” dedi.

“Belediyelerle ortak hareket edilmesi gerekiyor.”  

Bunların sadece bir derneğin veya şahısların yapabileceği bir şey olmadığını söyleyen Dernek Başkanı Ütük, belediyelerle beraber ortak hareket edilmesi gerektiğini belirterek; “Gerek Mut Belediyesi, gerek Mersin Büyükşehir Belediyesi olsun, bu hayvanların sokaklarda kendi alanlarında su, mama, ne gerekiyorsa beslenmesinin yapılmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.

“Kısırlaştırma ve Acil Tedavi Merkezi kurulmalı.”

Mut için, Mut halkı ve Mut sokak canları için en temel isteklerinin Kısırlaştırma ve Acil Tedavi Merkezi kurulması olduğunu söyleyen Ütük, şöyle konuştu: “Hayvanların çoğalması ne demek; hayvanların dağlara taşlara atılması, katledilmesi ve bu döngünün sürgit devam etmesi demek. Biz bunun önüne geçmeyi amaçlıyoruz. Eğer bu hayvanlar kısırlaştırılırsa, bizler de sayısını kontrol altına alabilirsek, burada daha sağlıklı yaşamasını sağlayabiliriz. İlçemizdeki en büyük sorun, Kısırlaştırma ve Acil Tedavi Merkezinin olmaması. Biz dernek olarak hayvanların bir barınakta toplatılmasına, orada yaşamasının zorunlu kılınmasına karşıyız. Bizim amacımız, hayvanların kendi ilçemizde bulunan Kısırlaştırma ve Acil Tedavi Ünitesinde kısırlaştırılması, tedavilerinin gerçekleştirilmesi ve bulunduğu alanda yaşamasına devam etmesi.”

“İmkanlarımız kısıtlı.”

Bunun kanunlarda da açık açık yazdığını ifade eden Ütük, “Eğer hayvan hasta değilse, sağlıklıysa hayvan kısırlaştırılır. 7 gün içerisinde tedavisi biter ve 7 ile 10 gün arasında sahiplendirme ilanı açılır. Eğer sahiplendirilmezse, 3 gün içerisinde alındığı nokta neresi oraya bırakılmak zorundadır. Ama maalesef bizim ilçemizde böyle bir merkez bulunmadığı için, biz köpeklerimizi Mersin’e göndermek zorunda kalıyoruz. Keşke bizim imkanımız olsa da biz burada kendi başımıza kısırlaştırılmasını yapsak; ama bizim tabi ki böyle bir imkanımız yok. Biz zaten çok geriyiz bu konuda. Böyle bir maddi gücümüz yok” şeklinde konuştu.

“Barınaklarla iletişim sorunumuz var.

Mersin’e gönderdiğimiz hayvanların takibini yapamıyoruz.”

Kendi imkanlarıyla sokak hayvanlarının beslenmesini ve tedavilerini yaptırmaya çalıştıklarını, fakat yetersiz kaldıklarını dile getiren Ütük; Mersin Büyükşehir Belediyesi’ne ait barınaklarla iletişim sorunu yaşadıklarını ve Mersin’e gönderdikleri hayvanların takibini yapamadıklarını söyledi. Ütük, konuyla ilgili yaşadıkları sıkıntıları şöyle dile getirdi: “Mersin’e gönderiyoruz, tamam sıkıntı yok gidiyor; fakat Mersin’le bizim aramız 3 saat. Biz gönderdiğimiz hayvanların takibini yapamıyoruz. Onlar yetişemiyor. Mersin’deki hayvansever kuruluşlarıyla da görüştüm. Mersin barınağı ağzına kadar doluyor. Buradan giden hayvan, çok geç gidiyor. Arıyoruz biz, gelmeleri bir hafta on günü buluyor. Zaten o hayvanın yaşama imkanı varsa da yaşayamıyor. Halkı da anlayabiliyorum ben. Halk da rahatsız. Neden rahatsız; özellikle yaz aylarında kızgınlık dönemlerinde hayvanlar tehlikeli olur. Bu bir gerçek. Biz de diyoruz ki; gelin beraber elele verelim, biz bu hayvanları yaşatalım. Biz hayvanlarla dost olalım, hayvanlar bizle dost olsun. Şimdi kısırlaştırılmayan, kızgınlık dönemindeki bir hayvanın, bizler de ne yapacağını kestiremeyiz. Eğer bizim kendi burada alanımız olsa, ekip bugün yakalayamazsa yarın mutlaka yakalar. Mutlaka kısırlaştırmasını yapar, bulunduğu alana salar. Böylelikle hem sayısının önüne geçmiş oluruz, hem halka gerçekleşecek tehdidin önüne geçmiş oluruz. Ama bunu gerçekleştiremiyoruz. Mersin’e gönderdiğimiz hayvanlar, evet gidiyor. Bir ekip gelip götürüyorlar, fakat biz haber alamıyoruz. Ben bir tane köpeği gönderdiğimde 100 kişiyi arıyorum. Köpeğin durumunu öğrenmek istiyorum, öğrenemiyorum. Diyorum, biz Mut Doğayı ve Hayvanları Koruma Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğiyiz, bize yardımcı olun. Bugün çok yoğunuz, yarın arayın. İnanın bir köpek için ben, sekiz kere farklı noktayı aradım; kesinlikle hiç kimseye ulaşamadım. Diyor ki, buraya gelmeniz gerekiyor. Ben nasıl bırakıp geleyim? Ben burada beslememi yapıyorum, kendi görevimle uğraşıyorum. Sizin bana yardımcı olmanız lazım, ama olmuyor. Diyorum ki kısırlaştırdığınız köpeğimizi geri getirin, hayır siz Mersin’e gelip sahiplenmeniz gerekiyor. Ben buradan sokak köpeği olarak gönderiyorum, bir kişi değil ben bir dernek olmuşum, sen bana geri getirmek zorundasın. İşte biz burada sıkıntı yaşıyoruz. Yani, hayvanların son durumunu öğrenemiyoruz.”

“Mut çöplüğünde yaşayan sokak köpeklerini kurtarmalıyız.

Bu tüm Mut halkının ve belediyelerin vicdani sorumluluğu.”

Mut’un önemli sorunlarından biri olan sokak hayvanlarıyla ilgili Mut Belediyesi ve Mersin Büyükşehir Belediyesi’yle sağlıklı bir iletişim sağlanıp, soruna çözüm bulmaları gerektiğini ifade eden Ütük, Mut çöplüğünde içler acısı şekilde yaşayan sokak köpeklerini gündeme getirdi. Oraya mutlaka el atılmasını isteyen Ütük, şunları söyledi: “Mut çöplüğünde, gerek halkın atmış olduğu, gerekse bir şekilde oraya gelmiş 40’tan fazla büyük köpeğimiz var. Yine orada sürekli hayvanlar ürüyor, çoğalıyor. Biz kendi imkanımızla her gün oraya besleme amacıyla su ve mama götürüyoruz. Yine tedavilerini üstleniyoruz, gerçekleştiriyoruz. Yer yer kısırlaştırılmasını yaptırıyoruz, fakat yetemiyoruz. Dolayısıyla Mut çöplüğüne de bir el atılması gerekiyor mutlaka. Çöplükte 15 tane yavrumuz var. Düşünün, çöplüğün arasında, pisliğin içinde yürüyor. 15 küçük can. Yani insan ona kıyamıyor. Gördüğümüz zaman, o kadar huzursuz oluyoruz ki, yerini değiştiremiyoruz. Anne ile iletişim sıkıntılı, çünkü anne köpek de korumacı bir yaklaşıma sahip. 40’tan fazla köpek. Şu an yaklaşamadıklarımız var, insandan korkuyor. Sevgiyle uzatılmayan bir el onların korkmasına sebep olmuş, biz daha alıştıramadık kendimize. Aylardır uğraşıyoruz orada. Hayvanlarda pire, bit, kene, sakatlık, her şey var; ama bir türlü ulaşamıyoruz. Dolayısıyla bizim, alanın yetkilisiyle bu saha çalışmasını yapmamız gerekiyor ve mutlaka bu çöplükteki köpekleri çöplükten kurtarmamız gerekiyor. Bu bizim için gerçekten vicdani bir sorun. Sadece biz dernek olarak değil, tüm Mut halkının aslında vicdani bir sorumluluğu. Belediyeler de dahil. Ne yapmamız gerekiyor bizim burada; bir çalışma yapıp, oradaki köpeklerin hepsini toplatıp, kısırlaştırıp, tedavilerinin yapılıp, bir alana, yani çöplükten taşıyıp başka bir alana götürmemiz gerekiyor.”

“Çocuklar hayvan sevgisinden yoksun büyüyor.”

Dernek yönetiminden Halil Batı ise, sorunun tek çözümünün kısırlaştırmadan geçtiğini vurgulayarak, “Kısırlaştırınca sokakta küpeli hayvanlar olacak. küpeli hayvan demek, anne babanın biraz daha ılımlı yaklaşması demek. Sonuçta küpeli hayvan; aşısı yapılmış, kısırlaştırılmış, rehabilite edilmiş. Rehabilite edilmiş hayvan, aynı zamanda saldırgan da olmuyor. Aslında şöyle bir garip durum var; belki de şu anda Mut sokaklarında küpeli hayvan olmaması, geleceğimiz için çocukların çok olumsuz bir hayvan sevgisiyle büyümelerine sebep oluyor farkında olmadan. Çünkü küpesiz hayvan saldırgan, onları anlıyoruz. O zaman diyor ki anne baba çocuğuna; kesinlikle yaklaşma, ısırır, hastalık bulaştırır. O çocuk sürekli bunlarla büyüyor. O çocuklar büyüyünce, nasıl onlardan hayvan sevgisi bekleyebilirsin? Bunun için tek çözüm kısırlaştırma. Bu çok büyük bir şey değil aslında. Mut’ta aslında kısırlaştırılması gereken hayvan 60’ı 70’i geçmezdir” şeklinde konuştu.

Belediyelerden mama desteği isteğinde bulunan MUTHAYSEV Başkanı Zübeyde Ütük ve Halil Batı, tüm hayvanseverleri derneklerine destek ve üye olma çağrısında bulundular. Ütük ve Batı, pandemi süreci ve sokağa çıkma kısıtlamasından dolayı, şu anda pek üye kaydı yapamadıklarını; kısıtlamaların kalkmasıyla üye kaydına başlayacaklarını söyleyerek, sözlerini noktaladılar.

MUTHAYSEV’le ilgili daha ayrıntılı bilgi almak isteyenler; derneğin sosyal medyadaki facebook/mut.hay.sev sayfasındaniletişime geçebilirler.

MUTHAYSEV Başkanı Zübeyde Ütük
Tema Tasarım | Osgaka.com