FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Gündem 1 Kasım 2022 196 Görüntüleme

NE ZORMUŞ TÜRKÜSÜZ KALMAK

İki adımlık bakkala da, iki dakikalık fırına da araçla giden birisi değilim. Taşıyamayacağım yük olmadıktan sonra çarşıya da öyle. Ama bağa bahçeye ve dağlara zorunlu olarak araçla gidiyorum. Çarşıya araçla gitmememin onlarca nedeni var. En başta çarşıyı, yolu sokağı doya doya yaşayamamam. Gerisini siz düşünün.
Bilgisayarımda da, aracımda da TRT Türkü Kanalı ayarlı durur. Yaklaşık bir yıl önce frekanslar değişti, az binsem de araçta TRT Türküyü dinleyemez oldum arkadaş. Pilavı yağsız, tuzsuz yer gibi bir şey bu da benim için. Ne yapayım ne yapayım, TRT Bölge Müdürlüğünü aradım. Bana bu işlere bakan yetkilinin telefonunu verdiler, orayı aramamı söylediler.
Aradım. Kendimi tanıtarak şunları söyledim: “Ben türkü tutkunu birisiyim, türküsüz duramam. Frekanslar değişeli beri aracımda türkü dinleyemez oldum. Olur ya, bir yere giderken türkü dinleyemediğim için kaza yaparım, bunun sorumlusu da siz olursunuz, benden söylemesi!” “Aman ha!” demeye getirerek güldü adam. “Bir iki gün içinde arkadaşlarımız varacak Mut’a, sorunu çözeceğiz.”
Gerçekten de bir iki gün içinde sorun çözüldü.
Araca çok binmem ama bindim mi de türküsüz duramam.
Ne yazık ki çok sürmedi türkülü günlerim. Dağlarda bir parça, derelerde çukurlarda hiç yok, şehrin içindeki yollarda sokaklarda yarım yamalak… Tadım yok.
Yine ne yapayım ne yapayım, yeniden aradım birkaç gün önce. Birinci sorumlu yokmuş, ikinci sorumluyla görüştüm bu kez. Toparlayabildiğim kadarıyla şöyle bir konuşma geçti aramızda:
“Ben daha önce de aramıştım. TRT Türkü’yü dinleyemiyoruz şu anda Mut’ta. Çözülmüştü ama şimdi yine sorun var.”
“Biliyorum, Mut bu konuda yayını Silifke Kızlardağı’ndan (yanılmıyorsam Kızlardağı dedi) alıyor. O da yetmiyor. Bir anten yerleştirmemiz gerekiyor. Aslında hazır.”
“Vallahi arkadaş, nereyi açsam tarikat radyoları. Arap ve Rum radyolarını dinliyorum, TRT Türkü yok. Daha önce de söyledim bunu; türküsüzlükten bir yerde dengem bozulur; takla atarım ya da bir dereye uçarım, sorumlusu da siz olursunuz bakın!” Güldüm de bunları söylerken.
“Dediğim gibi, anten hazır, gelip takacağız. Sorumlu arkadaş iki gün sonra geliyor, gelince kendisine ileteceğim durumu.”
Dört gün ancak geçti, bizim köylü bir kadın ölmüş, köyde komşumuz olurlardı, Mut’ta kızının evindeymiş cenazesi, Kelceköy’e konacakmış, kökü Kelceköy ya, bindim araca, ölü evine. Oradan Kelceköy mezarlığına, oradan da kestirmeden, Meydanarkası’ndan hastaneye, hastanede de iki Mut Çıtlık Kitaplığı var, onlara beşer onar yeni kitap koyacağım.
Evet, dört gün geçti ve gürül gürül şu an TRT Türkü; derelerde de, evler arasında da, yollarda sokaklarda da…
Çocuklar gibi sevindim; yağlı ve tuzluydu artık pilavım! Müzik, türküler bu kadar mı rahatlatır insanı, coşturur, iş yaptırır, “dünya varmış” dedirtir!..
En iyi yazılarımı müzik dinlerken yazarım, Türkçemi en iyi müzik dinlerken kullanırım, düşünce sonsuzluklarıma dilimle giderim…
Türkçem de, türkülerim de Karacaoğlan’ın dilidir.
Dilim türkülerimdir…

Tema Tasarım | Osgaka.com