FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Gündem 11 Ekim 2022 232 Görüntüleme

PERS YOLU GÜNLÜĞÜ / 6

Yukarıda bıraktığım, Yukarı Kömürcü Köristanı önünden inen, Ana Pers Yolu yanı sıra, Sibila Yolu diyebileceğimiz bu yol, zorluca bir dik yamaçtan sonra, Yukarı Kömürcü vadisine düşer. Bu vadi, oldukça bol, su ve çayırlık alanlarla kaplıdır. Hemen, Köristan eteğinden peydah olan su, daha ileriden, güney yönünden, Koca Pınar suyunu alır içine. Kömürcü Çayı’na kadar süren yolculuğunda, kuzey güney yönlerinden daha küçük suları da alarak irileşip, Aşağı Kömürcü mevki ortalarında, Kömürcü Çayı’na dökülür.
Bu yolculuğun ortaları bir noktasında, başka anlatımda bahsettiğim, beton, tarımsal sulama kanalı geçer. Yukarı Kömürcü suları da, sulama mevsiminde bu sulama kanalına girer. Fazlası olursa, kavuşma noktasındaki savak sistemi ile yoluna devam eder.
Yukarı Kömürcü’nün Sibila yönünde, başladığı yerden, kuzey doğu yönünde, yamaçlara sapan Sibila Yolu, Tabur Yeri mevkisine yaklaşırken, sırtlarda bulur kendini. Burası ormanlık bir alandır. Sibila yönünde, güney taraf Pise Yalağı, kuzey taraf Boz Yaka olarak bilinir bu gün. İlerimiz, Tabur Yeri’dir.
Çocukluğum, ilk gençlik yıllarım, bu köy, Kavaközü ve civarında geçti. Etrafımı merak etmeye başladığım günlerden itibaren, diğer bir kısım yerler gibi, “Tabur Yeri”adını da sorgulamaya başladım.
Zamanın koşullarına göre değişmekle birlikte, özellikle bahse konu zamanlarda, askeri birliklerde, asker sayısının özellikle önemli olduğu tarihlerde, bildiğim kadarıyla, daha fazla olması yanı sıra, yakın zamanlara kadar, iki bin kişiden oluşan askeri birliğe, tabur deniyordu.
Yakın bildiğimiz zamanlarda, hiç bir askeri varlığın olmadığı Kavaközü civarında, “Tabur Yeri” ismi neden vardı? Örneğin; “Kömürcü” ismi neden vardı?
“Kömürcü” ismine sonra döneceğim.
Tabur Yeri; hemen aşağısında, eteklerinde Sibila antik kenti bulunan bu civardaki en yüksek tepedir. Tepenin zirve altında, geniş bir düzlük bulunup, bu düzlüğün orta noktasında, düzlükten oldukça yüksek, ikinci bir düzlük bulunur. Zirve, taburun komuta heyetini, bir alt düzlük, binlerce askeri toplayabilecek genişliktedir.
Bulgularıma göre, Persler’den daha önce, Hititler döneminde, Hititler tarafından, Cilicia yerel krallığı tarafından askeri, ticari, ulaşım, güvenlik amaçlı kullanılan bir yerdir.
Özellikle iyi savaşçıların, zor koşullar barındıran coğrafyada bulunması nedeni ile, Truva savaşlarında oldukça etkin olan, Kilikya savaşçılarının Sibila dağlık alanından toplanarak, Pers Yolu’nu takiple, Truva’ya ulaştıkları, kuvvetli bir olasılıktır. Bölgeden toplanan savaşçıların, toplanma yeri de, güvenliği, Sibila Müstahkem Mevki tarafından sağlanan, Tabur Yeri olduğu açıktır.
Tabur Yeri’nden güney doğu yönünde, üç yüz metre kadar eğimli bir inişten sonra, Sibila kentine gelinir. Sibila, kadim, Pers karakol kentidir.
Mevcut, tanımlanan, en eski tarihi kayıtlardan, Üçüncü Haçlı Ordusu günlüklerinde; Sibila, Çukurova Ermeni Krallığı’nın kuzeyini koruyan, tahkim edilmiş, müstahkem mevkidir, şeklinde tanımlanır.
Sibila aynı zamanda, Dünya ölçeğinde, tarihi coğrafyacılar tarafından kayıp kent olarak bilinir. Tarafımdan, farkına varıldığı, yaklaşık on beş yıldan bu yana, araştırmalarıma konu olmuş, bu sürecin ortalarında ismi konmuş, keşfi yapılmıştır.
Ayrı bir yazı konusu olacağı için, Sibila konusuna ayrıca döneceğim.
Şimdi Sibila’nın konum yeri olan, bu günkü adı ile Tülütepe’ye bir bakalım.
Tepenin net görünümü, daireye yakındır. Kuzey batı yönünden, dar bir alandan, kayalık zeminden giriş alır. Giriş, en dar yerinde, güney kuzey doğrultuda, enine yirmi metre kadardır. Zemin tamamen kayalık alan olup, güney doğu yönünde Tülütepe bulunmaktadır. Girişte, tepeye girişleri kontrol eden, kuzey güney yönünde bir duvar örgüsü, temeli bulunmaktadır. Oldukça iri olan, iki duvar taşı, kondukları gündeki gibi, olduğu yerde durmaktadır. Yine, giriş duvarına ait oldukları açık olan diğer taşlar, etrafta görünmekle birlikte, tamama yakını, doğumdan sonra, 1881 yılında kuruluşu başlayan, bir ören yeri civarında kurulan, her yerde olduğu gibi, Kavaközü Köyü’nün yapılarında bulunmaktadır. Yapılaşma, nüfus artışı ile artıkça, tepedeki örenden, buranın sahibi olan Köseler ailesinin, yeni yapılaşma ihtiyacı içinde olan nesilleri, taş ihtiyaçlarını buradan karşılamışlardır. Taşların izi yapılarda sürülecekse, cami civarında bulunan ilk yapılarda, sonra da Köseler soyunda sürülmelidir.
Tepe, Kavaközü’nün kurulmasından bu yana, tarım alanı olarak kullanılır. Üzerinde mevcut ören kalıntılarının yarısı civarında kısmı, taşları kıran makinelerce, doğumdan sonra iki bin on yılları civarında temizlenmiş. Toplanabilen taşlar, kuzey yönündeki eğimli alana dökülmüş. Diğer yarım kısımda, doğumdan sonra, 2022 yılı itibari ile ören tamamen durmaktadır.
Devam edecek…

Tema Tasarım | Osgaka.com