Bilgilendirmeyi yaptım, araçlara atladık.
Burada benim için ilginç bir durum oldu. Sanki sekiz yıldır, defalarca geldiğim bu yerde, adeta yön kavramım kayboldu. Neyse ki Ümit Hoca, Pers Yolu başlama noktasına koyduğum kırmızı /beyaz çizgileri gösterdi ve sorun çözüldü. Başkaları için koyduğum ilk işaret, kendim için sorun çözmüştü. İşe yarayacak demek ki.
Burada bir soruyu cevaplamadığımı sonradan hatırladım ki, o soru, yürüyeceğimiz yolun, Karaman / Mut arasındaki bölümünün, hangi köylerden geçeceği şeklinde idi. Yeri geldi, hiç değilse burada yazayım diyorum.
İşte Efsane Pers Yolu’nun yürüyüş hattı: Başlama yeri, Dere Köyü, Yedi Göz Boğazı, Gökçe Köy, Eski Lale Köyü, Kaynar Mahallesi, Kır Yolu (Mut Yolu), Yağlı Yaylası (Punura Antik Kenti), Kavaközü Köyü (Sibila Antik Kenti) Abe Yaylası, Avoluk Yaylası, Ulama Yaylası, Genç Ali Köyü, Mut.
Havanın oldukça soğuk olduğu su havzasında, Pers Yolu’nda, Pers Yolu gidiş yönünden gelen, önünde çobanı, arkasında eşeği, daha arkasında koyunları gelen sürü, köpeği ile falan, içimizi ısıttıysa da araçlara binişimiz, oldukça hızlı oldu.
Grup, sabah kahvaltısı yapmamış durumda. Bunun için, beş kilo metre ilerimizdeki anlaşmalı lokantamız bizi bekliyor. Buraya defalarca gelmeme rağmen, bu lokantaya hiç uğramamıştım. Bunun iki nedeni var. Keşif yürüyüşlerimizde, İnce Gıda Zeytinyağından aldığımız yiyeceklerle Pers Yolu başlangıcında yapıyoruz kahvaltımızı. Yiyecekleri İnce Gıda’dan almamızın ana nedeni, iyi beslenmeye özenimiz. Başlangıçta iyi beslenince, beş kilometre ilerideki bu lokantada doğal olarak bir şey yenmiyor. Bir de lokantalarda değerli şeyler yiyemediğimizi görüyorum. Bunlardan. Bunun için, Karamanlı bir arkadaşımdan rica ettim, lokantacı ile görüştü/ beni görüştürdü. Anlaştık ve şimdi oradayız. Kendimi tanıttım. Yürüyüşçüler masalara doluşup, getirdikleri kahvaltılıklarını açtılar. Çaylar dağıldı. Yaklaşık kırk kişi, bu lokanta için muhteşem bir müşteri, ama yiyeceklerin evlerden gelmesi, lokantacı için iyi değil tabi. Bakalım, çay paraları onu kurtaracak mı? Yaklaşık, kırk beş dakika kadar burada kaldık. Çayların dışında pek bir şey alan olmadı. Küçük bir kaç şey dışında. İçimizden biri, varışta yiyeceğimiz ekmek arası sucuk yemiyormuş. Onun için, tavuk alındı.
Lokantadan ayrılırken, en sona birkaç kişi kaldık. Lokantacı biraz asabi. Yürüyüşçülerden birkaç tanesi, “çay alacak mısınız?” sorusuna, cevap vermemiş. Yok, daha neler! “Esnaf insan böyle şeylere aldırmaz” falan gibi şeyler söyledim, sustu. İş insanı olduğumu falan da söyledim tabi. Onu ikna eden de bu oldu biraz. Ayrılmadan önce, Ümit Hoca; “kalan unutulan, kırılan dökülen babında bir şey varsa ödeyelim.” dedi. Yokmuş. Bir dahaki defaya, çay paralarını toplu almak istediğini söyledi. Hallederiz, dedik.
Araçlara binip, Dere Köyü merkezindeki, Kadim Fisandon Kilisesi’ni, bu günün camisini ziyaret edeceğiz. Burası, doğumdan sonra, 1200 yıllarından önce, Tarsus Ermeni Prensliğinin, Torosların kuzeyindeki, son sınır yerleşkesi. Halk Ermeni ve Hristiyan. Tarihi kaynaklara Fisandon olarak geçmiş. Fisandon, bir kişi ismi. Zamanının, kelek kesen, arpa böleni. Köye de adını vermiş. Bir de bu uğrayacağımız bu günkü camiyi, kilise olarak yaptırmış. Yine tarihi kaynaklara göre, Ermeni hâkimiyeti buralarda sona erince, Karamanoğullarının önemli adamlarından biri olmuş.
Şimdi, eski kilisenin, yeni caminin önündeyiz. Grup merakla izledi yapıyı. Benim de çok beğendiğim, her gelişimde ilk defa görmüşüm gibi izlediğim çok güzel bir yapı. Kadim yapılar her zaman ilgisini çeker insanların. Bu defada öyle oldu. Kapının açık olduğunu, isteyenlerin ayakkabılarını çıkararak ya da poşet takarak içeriyi dolaşabileceklerini söyledim. Öyle yaptılar. Fotoğraflar çekildi. Ve şu kadim bilgiyi verdim: Üçüncü Haçlı Ordusu’nu ve onun komutanı Frederick Barbaros’u, yolumuz üzerindeki Sibila Prensi, tam da burada karşıladı. Haçlıların, Toroslardan güvenlik içinde, Mut yönünde ilerleyebilmesi için.
“Sibila, Çukurova Ermeni Prensliğinin, kuzeyini koruyan, tahkim edilmiş, müstahkem mevkidir.” Böyle tarifler, kadim kaynaklar, Sibila’yı. Şimdi, yüz bin kişilik Haçlı Ordusu’na ve daha yüzlerce olup bitene yol olmuş, üzerinde yürüyenlerin, insanlığın, muhteşem tarihinin içinden geçeceği duygusunu yaşayacağı, muhteşem yürüyüşe geçiyoruz.
Pers Yolu’nun başlama noktası ile bu köy arası, beş kilometre. Başlangıçtan, kamp alanımız olacak Kaynar, yirmi üç kilometre. Oldukça uzak sayılır. Grup zorlanmasın diye, bu köye kadar araçlarla geldik. Yani, önümüzdeki yol on yedi kilometre.
Devam edecek…