FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Gündem 21 Temmuz 2020 912 Görüntüleme

İKİ YANIT

Bir arkadaş dedi ki, “Sen hep kendini yazıyorsun, bencillik bu!”
Söylediklerinin doğruluğu ya da yanlışlığından değil, düşüncelerini söylediği için, öncelikle teşekkür ediyorum bu arkadaşa.
Geliyorum şimdi söyleyeceklerime:
Demek ki bu arkadaş beni yeterince okumamış, hele hele öykülerimi, öykü kitaplarımı, Dokuz Mutlu’yu hiç okumamış. Kanımca da okudukları, kendimien çok yazdığım yazılarımdır. Böyle olunca da elbette haklıdır.
Ama sevgili okurlar, kim olursa olsun bir yazar, kendisini yazarken başkalarını, başkaları yazarken kendini de yazar. Satır aralarında vardır bu hep.
Söylediklerime bir ekleme daha yapmak istiyorum. Düşünün ki ben bir ağacım; elbette ki kendi çiçeklerimi açacağım, kendi meyvelerimi vereceğim. Bundan doğal ne olabilir ki. Ama inanın ki şunu yaptığım da çok: Yine diyelim ki bir kayısı ağacıyım, bütün dallarım aynı cins değil ki, kimi dallarımı aşılamışım; bir dalım şekerpare, bir dalım tokalıoğlu, bir dalım septik, bir dalım yeni cinslerden, bunları da geçtim; bir dalım erik, bir dalım şeftali…
Daha da ötesi; doğal olarak insan ilk kendisini yazar; kendi düşüncelerini, kendi duygularını. İnsan ilk kendi anadilini öğrenir, sonra başka dilleri. Arkasından yakınlarını, derken dağların arkasını, hiç bilmediklerini…
Eğer benim yazdıklarım tümüyle kendimse, bunu yaparken de hiç mi hiç alçakgönüllü değilsem, burnum büyükse, Mut ağzıyla goduşsam, yazım ne kadar güçlü olursa olsun, bir değil, bin kere haklısın sevgili arkadaş!
Beni iyi okuyanlar iyi bilirler bunları…
+
Sevgili İbrahim Arı bir fotoğraf paylaştı. Birkaç yıl önce Mut Çıtlık Doğa Grubunun fotoğraf sergisi olmuştu, buradan bir fotoğraf.
İbrahim Arı fotoğrafın altına yazmış; “Bu fotoğraftaki benim!”
Ben de şunu yazdım; “Kaymakamın karşısında başı yarım gözüken de benim!”
Bir arkadaşım da şöyle yazmış; “Yüzü yarım gözüken de benim!”
Şimdi gelelim asıl konuya: Yeğenim Fahri bana yanıt vermiş, demiş ki, “Başı yarım gözüken Mut’un kültür ansiklopedisi, ben de onun yeğeniyim!”
İşte, ille de bunu düzeltmem gerekiyor. Ansiklopedi beni çok aşar, bu yüzden, “Kültür koşturanı” diyebilirdi Fahri bana.
Çünkü sevgili okurlar; benim beynimin yarısı silgi, belleğime girenin büyük bir bölümü siliniyor. Çok şey girmiştir ama çoğu silinmiştir.
Yarın birisi gelse, açsa bu “ansiklopediyi”, arasa tarasa, aradığı da olmasa! Ne der o zaman bana, ne der?!..
Bu yüzden sağ ol Fahri, yeğenim! Ansiklopedi olmak ağır gelir bana!

Tema Tasarım | Osgaka.com