FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Gündem 25 Ekim 2022 236 Görüntüleme

DOĞA SAVAŞÇISI ARSLAN EYCE ANILDI

Doğumunun 86. Yılında kurduğu Amfora Müzesinde anıldı. Taşucu Doğal Hayatı ve Eğitim Vakfı Başkanı Mustafa Devrim Eyce, bu anlamlı günde onun başlattığı kitabı tamamlatarak, imza günü ile onun anılmasını sağladı.
Sağlığında yazar Uğur Pişmanlık ile başlayan kitap çalışması, onun ölümü ile oğlu Mustafa Devrim Eyce’nin katkıları ile tamamlandı.
Müzenin kuruluşundan bu yana birlikte çalıştığı Resmiye Özel’in sunumunu yaptığı anma etkinliğinde, BİR EMEK SAVAŞÇISI ARSLAN EYCE kitabını yazan Uğur Pişmanlık: “Yaşamı boyunca notlar alan ve bu notları yazıya döken Merhum Eyce’nin kitabı oğlu Mustafa Eyce’ye nasip oldu. İçerik olarak oldukça zengin ve örnek alınacak yaşam öyküleri yer alıyor. Böyle bir kitapta emeğimin olmasından mutluluk duyuyorum.”
Vakıf Başkanı Mustafa Devrim Eyce: “Gelecek nesillere ışık tutacak olan bu kitapta babamın ‘Emek birleşmezse özgürlük olmaz, kooperatif kur sefaletten kurtul’ sloganı ile başlayan hayatında topluma her zaman örnek olacak çalışmalar yapmış bir insanın hikayesini bulacaksınız. İnanıyorum ki bu kitabı okuyan herkes yaşam felsefesine ışık tutacak değerler bulacaktır. Bu kitabın hazırlanmasında başta editörümüz Uğur Pişmanlık ve Alev Dikici Basımevi, Vakfımızın emektarı bizi her koşulda yalnız bırakmayan Resmiye Özel kardeşime de teşekkürler ediyorum.”
Daha sonra anma etkinliğine katılan onun dostları Nevin Öztol, Celal Necati Üçyıldız, Necdet Canaran (Gazeteci), Zarif Korkmaz (CHP Mersin İl Başkan Yardımcısı), Umut Gençler (Sporcu), Sadık Avcı (İSİDE Başkanı), Nazmi Kalay, Emin Güleç (Taşucu Eski Belediye Başkanı) onu konuşmaları ile andılar.
Yaşamını özetleyen belgesel sunumundan sonra TRT Halk Müziği sanatçısı İbrahim Can, sanatçı Rifat Kurt ve onlara eşlik eden TRT Çukurova Radyosu yapımcılarından Mert Şahin’in kemençesi ve Prof. Dr. Mehmet Küçükan’ın köşeli davulundan oluşan sazlar ile yaklaşık 2 saatlik türküler çalındı, söylendi. Zaman zaman doğal olarak oluşan Müze Korosu da onlara eşlik etti.
Aramızdan ayrıldığında yazdığım yazıyı burada tekrar paylaşmak istiyorum.

DOĞA SAVAŞÇISI ARSLAN EYCE’Yİ UĞURLADIK
1969 yılında Taşucu Balıkçılık Festivalinde 40. komite üyesi olarak yer almıştım. Arslan Türe ve Arslan Eyce ile tanış olmam o döneme rastlar. Festivalde Kırtıl köyü mengi – samah grubu ile yer aldık. Önerim üzerine İskenderun da çalışan Musa Eroğlu’yu da davet etmiştik. ‘Kooperatif Kur Sefaletten Kurtul’ beni en fazla ilgilendiren, heyecan veren sözcüktü. Sonradan öğrendim ki, bu söz yüzünden yargılanmış. Komünist sermayedar. Halkın içinde halk ile beraber yola devam etti. Ekmek bulamayan balıkçı tekneye kavuştu. Zaman oldu trolleri oldu. Onlar kazandıkça o mutlu oldu. Gün oldu balıkçı tekneleri ile Kıbrıs’a silah götürdü. Rahmetli Rauf Denktaş, Fazıl Küçük ile o zamanlarda tanış olmuştu. Taşucu Balıkçılık Kooperatifi, İçel Kooperatifler Birliği ve Köy Kooperatifçilik hareketi onun ile anlam buldu. Ege’de Mahmut Türkmenoğlu, Çukurova’da Nedim Tarhan, Samsun’da Ahmet Altun, emekçilerin emeklerinin değer bulduğu 1970 yıllarda onlar birer kahraman oldular. O yıllar bir efsane ortaya çıktı. Deniz Kızı Taşucu sahilinde. Efsane Arslan Eyce’nin usundan bütün dünyaya yayıldı. Balıkçılık festivalleri onun ile anlam buldu. 1973 yıllarda Cem Cuma Ocaklı onun heykelini yaptı deniz içine koydular. Türk köylüsü onların Romanya’dan ithal ettiği traktörlerle tanıştı. Hala köylerde o traktörler çalışılıyor.
Traktör alıp, yerine buğday, nohut, fasulye verdiler. Köy Kent projesinde en büyük emek onundu. CHP lideri Ecevit en çok ona güveniyordu. Vekilliği elinin tersi ile itiyordu. Köy-Koop. Genel Başkan Yardımcısı olarak bütün ülkeyi, birlikleri dolaştı, onların sorunlarını çözdü. Onlar sayesinde emek en yüce değer olmuştu. 1980 darbesi üretmeye düşmandı. İlk iş olarak Köy-Koop’un mallarına el koydular. İşte ufku açık olan Arslan Eyce, pratik zekası ile Taşucu Balıkçılık Kooperatifi yönetimini topladı, bütün mülklerini kurdukları Taşucu Doğal Hayatı Koruma ve Yaşatma Vakfına bağışladılar.
1980 sonrası eğitime yöneldi. Vakfın dershaneleri oldu. Yerel yönetim ve Avrupa’da bulunan Taşucu sevdalıları, başta Şahin Dölek olmak üzere bir çok yardımsever onun yanında yer aldı. Binlerce öğrenci lise, üniversite sınavlarına hazırlandı, öğrencilere burs verildi.
Atatürk Taşucu’nu çok seviyordu. Buraya bir köşk yaptırmak istiyordu. Projesi hazırlandı, ama Silifke’nin ilden ilçe olması sırasında yaşanan olaylar ile bu köşk başka yere yapıldı. Taşucu halkı olarak bir şeyler yapılmalıydı. Arslan Eyce Belediye Başkanı Emin Güleç’e önerdi, meclisinde ortak kararı ile Atatürk’ün Selanik’teki evinin benzeri Taşucu’na sahile yapılmaya başlandı. Daha sonra Ali Şahin döneminde de tamamlanarak bizzat rahmetli Rauf Denktaş’ın da katılımı ile 12 Mayıs 2004 yılında açıldı. Zaman oldu yerel yönetimler desteğini çekti, binalarını boşalttırdı. Ama o yılmadı. Akdere’de başlattığı halı, kilim dokuma işleri sırasında aklında hep var olan amfora müzesi kurma hayali ile Akdeniz’de amforaları topladı, onlara değer verdi. Gün geldi, Kültür Bakanlığı ile anlaşarak Taşucu Arslan Eyce Amfora Müzesini açtı. En büyük hayali gerçekleşmişti. Dünyanın sayılı amfora müzelerinden biri olmuştu. Müzenin bir eksikliği vardı. Onu da biz birlikte tamamladık. Toroslarda yer alan amfora ürünlerini topladık, müzede yer aldı.
1978 yılından sonra Akkuyu’da kurulması planlanan Nükleer Santralini ilk kamuoyuna duyuran ve İçko-Birlik örgütü ile mücadelesini başlatan o oldu. Ömer Sami Coşar, Örsen Öymen ve dostları ile bütün dünyada mücadele ışığı yükseldi. Paneller, söyleşiler, Taşucu-Silifke insan zinciri eylemi. İşte artık Arslan Eyce, Doğa Savaşçısı Arslan Eyce oldu. Yıllarca mücadelenin önderi oldu. Gün oldu çimento fabrikaları, termik santraller başladı. En önde hep onu gördük.
Bütün çevrecilerin ağabeyi, atası oldu. Taşucu’na büyük ufuklar açan Hacı Paşalar ve Sadık Taşucu’ndan sonra Arslan Eyce’yi gördük. 1936 yılında başlayan yaşam 23 Mart gününde son buldu. 82 yıllık ömre bir tarih sığmıştı. Ecevitler, Baykal, İnönü her zaman ona güven duydu, onun her zaman görüşlerinden yararlandılar. Atatürk Taşucu’nda kitabı kültür hazinesine adım attı. Son günlerinde yaşamını kapsayan, siyaset tarihine ışık tutacak kitabı çıkmak üzere iken onu göremedi. Ama sanırım kısa sürede tamamlanır, okuyucuları ile buluşur. Birkaç yıl önce ameliyat olacaktı. Sabahleyin erken beni aradı: “Ameliyattan sağ çıkmazsam, iki emanetim var, birisi vakıf, diğeri oğlum Mustafa” dedi. “Bir şey olmaz ağabey, sağ salim çıkacaksın” dedim. Emanetini kabul ettiğimi belirtim. Kısa bir süre sonra iyileşerek aramıza katıldı. Geçtiğimiz günlerde Vakıfta görüştük. Ziyaretine gitmek nasip olmadı. Devri daim olsun. Bütün ailesinin ve dostlarının acıları bizim acımızdır. Emanetine gelince ona her zaman sahip çıkacağız. Vakıf ve amfora müzesinin bayrağı her zaman dalgalanacak. Aydınlık içinde olsun.

Tema Tasarım | Osgaka.com