FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Uncategorized 30 Kasım 2023 120 Görüntüleme

KIZIL KÖPRÜ

(Taşucu – Bolacalıkoyuncu Taş Köprüsü)

Bolacalıkoyuncu Taş Köprüsü, çevre dolamı 40 km uzunluğa erişip bu dolam içinde yaklaşık 80 km2 genişlikte yüzey ölçümü olan, yöremizin küçük bir bölümünü içinde alan dağlık ve tepelik kesit içinde, Kocapınar-İmamuşağı-Kırtıl ile Bahçederesi-Kayabaşı-KarapınarÇadırlı yönünden gelen iki ana kuru çay yatağı ve bunlara bağlı çok sayıda küçük su yatağının toplam 57,2 km’lik doğal su yatağı ağı oluşturarak topladığı kış yağışları ile beslenen taşkın suları, beş göz oluşturan ayaklarının arasından geçmesine izin vererek, kendisinden sonra 3 km daha yol giderecek yatakta Akdeniz’e kavuşacağı kıyıya uğurlar.
Günümüzde araç geçişi yanızca Bolacalıkoyuncu kırsal yerleşiminde yaşayanların işini görecek düzeye inen bu köprünün kesin olarak yapım yılı araştırmalarımız sonucunda bulunamamıştır. Ancak köprüyü, Taşuculu Hacı Halil ve eşi Çavuşbucaklı Fatma Hanım’ın oğlu Hacı Mehmet Paşa’nın yaptırdığı bilgisi kesindir. 1854 yılında doğan Hacı Mehmet Paşa, yörenin saygın ve sayılı iş kişilerinden olup 1896-97 yıllarında Taşucu kereste ve un değirmeni (fabrika) işletmelerini açmış, gemi yoluyla Beyrut ile Taşucu arası yöre ürünlerini taşıyarak denizaşırı alışveriş yapmış, Taşucu kent içinde bugün toprak altında kalan ve günümüz Bolacalıkoyuncu yerleşiminde sağlam olan taş köprüleri yaptırmış, ayrıca 1908 yılında daha önce var olduğu söylenen günümüz Haliliye Camisi’nin baştan aşağıya yapım bakım onarım çalışmalarını yaptırmıştır. Başarılı iş yaşamının yanında yardımsever kişiliğiyle de öncü adımlar atan Hacı Mehmet Paşa, kend adıyla kurduğu vakıf çalışmaları olarak yukarıda yazılı bazı işlerin yanında Taşucu İlk Öğretim Okulu’nu da o dönemde yaptırmıştır.
1898 – 1902 yılları arasında Taşucu yerel yönetiminin başında olan Hacı Mehmet Efendi, yine o yıllarda Bağdat’a uzanan demiryoluna yaptığı yardımlar dolayısıyla Osmanlı Padişahı II.Abdülhamid kendisini paşalıkla ödüllendirmiş ve adı Hacı Paşa yada Hacı Mehmet Paşa olarak anılagelmiştir. 29 temmuz 1917 yılında yaşama gözlerini yuman Hacı Mehmet Paşa, Gökbelen Yaylası’nda toprağa verilmiştir. Yukarıda yılları belirtili başarılı yapım çalışmalarından yola çıkarsak, üzerinde durduğumuz bu köprünün büyük olasılıkla 1895 ile 1910 yılları arasında yapılmış olabileceği yüksek olasılık kazanmış olacaktır.
Beş gözlü ve dolayısıyla altı ayaklı yapılmış olan bu köprünün üzerinden ölçüm yapıldığında boyunun 36 metre, eninin ise 5,9 metre, en yüksek iç yüksekliği ölçülen 3. gözün (orta göz) su çıkış yönünde sonradan yükseltilmiş güncel tabanı temel alınarak bakıldığında ise tüm köprü yüksekliğinin yaklaşık 4,2 metre olduğunu ölçeriz. Köprünün suyun giriş yaptığı yukarı (kuzey) yönden yüzünde, köprü ayaklarından üçgen taban ölçüsü üzerinde yükselen topuklar olduğu görülür. Tümü taşla örülü köprünün yine taşla örülü topukları, köprü ayakları ile eşit genişlikte olarak 3 metredir. Üçgen biçimi verilerek yapılmış olmasından dolayı, yukarı yönden gelen suyun bu topuklara çarpıp yarılarak köprü ayakları arasındaki gözlere alınıp giriş çıkış yapması sağlanmıştır. Bu topukların üçgen temel oturumunun köprü ayaklarına dayalı yüzü (sırtı) 3 metre genişlikteyken, suyun geldiği yöne doğru sivri uçların verildiği üçgenin diğer iki yüzü 2,15’er metre kol açıklığında ölçülür. Ancak üçgen biçimin kendi doğasından dolayı köprü ayaklarından, suyun geliş yönüne doğru sivrilen bu topukların ucuna, üçgen ortalanıp dikey ölçü alındığında bu kez topuk eklentisinin suyu yarma uzunluğu 1,75 metreye kısalır.
Suyun geliş yönünde, köprünün kuzey yüzü ayakları önünde suyu karşılar biçimde konumlandırılan bu üçgen temel üzerine taş örümü topuklardan başka yine köprünün bu kez güney yüzünde su çıkışı yönünde yine köprü ayaklarına bitişik üçgen eklentiler vardır. Birdeş (aynı) yapılı bu üçgen ayakuçları, burada köprünün ayakları arasındaki gözlerden boşalıp akacak suyun sert çıkışını, akış gücüne verdiği yönlendirmeyle yumuşatır ve böylece köprü ayaklarına su çıkışında geri dönerek gelebilecek ters akıntı aşındırma etkisi ile basıncını önlemiş olur. Bu topuk ve ayakucu üçgen eklentiler sağlamasıyla taş köprü, taşkın su akışının tüm yıkıcı etkisinden kendi ayaklarını korumuş olur.
Beş gözlü olduğunu belirttiğimiz köprünün bu gözleriyle ilgili ölçüleri incelediğimizde, köprü altında sıralanan gözlerde iç yükseklik ölçülerinin değişiklik gösterdiğini görürüz. Bunun nedeni köprünün oturmuş olduğu kuru çay yatağının yatay olarak eşit bir düzlemde olmaması, avuç içi biçiminde bir eğimle suyu köprünün ortaya yakın aralığında kucaklayıp akıtmasıdır. Yine bundan dolayı söz konusu köprü üstten dümdüz olmasına karşın, altta ise köprü gözlerini batıdan doğuya sıraladığımızda, 1. 2. ve 5. gözlerin tabanları yüksek olduğundan iç yüksekliklerinin 2,5 metre – 2,85 metre aralığında düşük, 3. ve 4. gözlerde ise taban düzlemi daha düşük olduğu için ters orantılı olarak iç yüksekliklerinin 3 metre ile daha yüksek olduklarını ölçeriz. Tüm gözlerin iki ayak arası tabandan ölçülen genişlikleri ise yaklaşık 4,5 metre enliktedir.

Devam edecek…

İlginizi çekebilir

KAĞIDIN YOLCULUĞU / 1

KAĞIDIN YOLCULUĞU / 1

Tema Tasarım | Osgaka.com