Yine başka bir ayrıntı ise tüm tapınağın temel oturgasını oluşturan sert dokulu soğuk kum ak tüslü (gri renkli) tapınak taşlarının tersine ayakta kalmış olan tek dikilitaş ile eteğinde örülü taşların sıcak kum tüslü görülmesi bir açıklama gerektirir. Öyle sanıyoruz ki bu dikilitaşın tepesinde yüzlerce yıldır konaklayan leyleklerin tüneğinde biriken dışkıların yakıcı etkisi, yağmur suyu ile tüm dikilitaş ile eteğinde yakın örme taşların yüzeyde özüne işleyip dokusunu değişik göstermektedir. Yanlış da olabilecek bu savımız yine de ayrı bir inceleme konusu olarak değerlendirilmelidir.
Ancak bir başka tanrı Zeus adına da bu tapınağın yaptırıldığını düşünenler yok değildir. Silifke’nin eski tanıtma danışma yetkilisi olması yanında bir de yazar olan Celal Taşkıran, Silifke içinde üç tapınağın varlığı olası demiştir.
Bugün Alaaddin Camisi olarak bilinen yerde çok önceleri, sözü edilen bu tapınaklardan birinin olabileceği, bu tür yapıların süreç içinde kiliseye, bazılarının da daha sonra camiye dönüştürüldüğü olgusu Anadolu’da çokça görülmüş olmalıdır. Yaklaşık 100 yıl öncesine değin Silifke kent içinde en azından yapısal anlamda temelleri var olan eski kalıntı yerlerinden ve eserlerden biri de geçik koşolluktur (stadyumdur). Sözlü anlatımla aktaranlara göre bu koşolluk, bugün bildiğimiz ölçülerin dışında değişik olarak, daha ince ve daha uzun bir yarışma (atletizm) koşolluğudur. Ayrıca geçik koşolluğun yakınında bir Rum Ortodoks Kilisesi ile taş köprünün yukarısında kalan yerleşim yeri kent içi Camikebir yerleşkesinde bir Ermeni Kilisesi olduğu da anlatılmaktadır.
Jüpiter Tapınağı’nın bulunduğu dolay, günümüzde Saray Yerleşkesi olarak bilinir, ancak Silifke’nin eski kentlilerince Urum (Rum Yerleşkesi) olarak anılır. Uygulamada Müslüman Hıristiyan toplum değişimi gibi görünen Cumhuriyet Dönemi mübadele anlaşmasında bu dolaya göç edip gelerek yerleşen Girit Adası Göçmenleri’nden dolayı burası bir yandan Giritliler Yerleşkesi olarak da adlandırılır.

Araştırma yazısı ve görüntüler Aytaç Kurtuba
Okumuş olduğunuz bu yazıda, Türkçe sözcük kullanımı en yüksek oranda uygulanmaya çalışıldığı için günlük konuşma dili dışında bir anlatıma gidilmiştir… Deneme amaçlı bu yazım dili, dilimizin özüne dönüşüne özendirici bir yaklaşım sunma amacı ile ele alınmıştır… Diğer dilleri dışlayıcı ya da aşağı gören bir bakış açısı taşınmamaktadır… Anlayış gösterdiğiniz için şimdiden sağ olunuz dileklerimizi iletiriz…