FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Gündem 11 Ağustos 2020 775 Görüntüleme

Yeni Çeviri: Kara Keşiş

Kara Keşiş geçtiğimiz haftalarda okurla buluştu. Anton Çehov’un bu hikayesiyle birlikte kitaplaşan çevirilerimin sayısı dalya dedi. Nice onlara! Kitabı yine Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’ndan Gamze Varım ve Korhan Korbek’le birlikte çıkardık.
Bu benim ilk Çehov çevirim değil, ama Kara Keşiş diğerlerinden önce kitaplaştı. Peki nasıl bir deneyim Çehov çevirmek? Kısaca da olsa bir şeyler söylemek isterim.
Ben yazarla tartışmadan edemeyen çevirmenler grubundanım. “Bu bölüm neden var?”, “Hikayeye nasıl hizmet ediyor?”, “Neden bu kelimeyi tercih ettiniz?”, “Şurada tekrara düşmemiş misiniz?” gibi sorularla Leonid Nikolayeviç’i, Mihail Afanasyeviç’i ve hatta Viktor Olegoviç’i bunaltmışlığıma Arkadi Timofeyeviç bizzat şahittir.
Anton Pavloviç’le teşriki mesamizde bunların hiçbiri olmadı. Yazar yazarlığını bildi, şahit olduğu maharet karşısında dut yemiş bülbüle dönen çevirmen de çevirmenliğini.
Abartıya kaçma riskini göze alarak söylemek isterim ki, Çehov’un kaleminden çıkan bir metni çevirmek, adeta bir yazarlık atölyesine katılmak gibi. Aldığınız ders için üstüne para ödenmesi de cabası.
Hikaye yazma sanatı ile ilgili bir kitapta şöyle bir benzetmeye rastlamıştım. İyi hikayenin olmazsa olmazı kahramanın kendi içinde yaşadığı mücadeledir ve bu mücadele güya metro trenini elektrikle besleyen hatta benzer. Bu hat olmadan tren bir milimetre bile yerinden kıpırdayamaz. Ne kadar mükemmel bir mühendislik eseri olursa olsun.
Bu benzetmeyi doğru kabul edecek olursam, Çehov’un yazdığı bir metinde hikaye boyunca “elektrik hattına temas etmeyen” tek bir karakter, betimleme, portre, dönüm noktası, metafor, tarih, mimari detay, renk, ses, ünlem, belirsizlik, hatta kelime tercihi bile göremediğimi söylemem lazım.
Söz gelimi erken evlenmiş genç bir çiftin “sıvasız” bir eve yerleştiğini, ya da okumaya gittiği Petersburg’dan bir yıl sona memleketine dönen genç kızın şehirdeki bütün tavanları “basık” bulduğunu, ya da anne ile kızın kavga ettiği o gece çıkan fırtınanın bahçedeki “yaşlı eriği devirdiğini” okuyorsak, şöyle bir durup o cümlenin, ya da ifadenin üzerinde bir kere daha düşünmemizde yarar var. Zira Tolstoy’un Çehov için söylediği “teknik açıdan benden çok daha yukarıda” lafının sırrı bu anlarda yatıyor olabilir.
Her zamanki gibi, keyifli okumalar diliyorum. Görüşlerini paylaşmak, eleştirilerini iletmek isteyenler için elektronik posta adresim: mustafayilmaz@outlook.com

Tema Tasarım | Osgaka.com