FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Haber 16 Ekim 2023 100 Görüntüleme

BİR ZAMANLAR HACIOĞLU PAZARCIĞI (DOBRİÇ BULGARİSTAN)

Mersin’in Mut ilçesinin Dağpazarı köyü halkının çoğunluğu Bulgaristan’ın Dobruca bölgesinden, 1887 yılında Anadolu’ya göç eden muhacirlerdir. Oradaki şehirlerinin adı Hacıoğlu Pazarcığı imiş. Günümüzde Bulgaristan’daki adı ise Dobriç’tir. Burası sahil şehri olan Varna’ya 70 km, Romen sınırına 25 km’dir. Şehir Varna’dan Silistre’ye giden yol üzerindedir.
Benim anne tarafım muhacirlerdendir. Anneannemin anlattığına göre geldiklerinde annesi 6 yaşında imiş. Korkarım ondan duyduğu birkaç ayrıntı dışında fazla bir şey bilmiyoruz. Aslında gelmeleri çok ani olmuş. Bulgarlar ailemizin reisi sayılan bir büyüğümüzü öldürmek istemişler. Onu öldürürsek diğerleri kaçar demişler. Dedemiz ellerinden kurtuluyor. Eve geldiğinde de ‘toparlanın gidiyoruz’ diyor. Aileye kanı bulaşan herkesi toplayıp, evlerinin kapısını bile örtmeden yola düşüyorlar. Varna’dan gemiye binip Silifke’nin Taşucu limanına geliyorlar. Devlet onlara önce Erdemli ilçesinde yer gösteriyor ancak sinekten uyuyamayınca yeni bir yer arıyorlar. Sonunda biraz da olsa memleketlerine benzettikleri Mut’un bir dağ köyünde karar kılıyorlar. Muhtemelen köye ‘DAĞPAZARI’ adını koyan da onlar olsa gerek.
Anneannemin söylediğine göre, oradan sadece değerli kitapları getirmişler. Bu kitaplar içinde bir de anı defteri varmış. O defterde ‘Son zamanlarda Hacıoğlu Pazarcığı’nda durumun çok bozulduğu, güvenin azaldığı ve Türk çocuklarının Hristiyan çocukları gibi oynamaya başladığı ve kendilerinin bundan ne kadar tedirgin olduğu’ yazıyormuş.
Hatırladığım bir başka şey, annemin dedesi olan Abdullah Hoca’nın Dağpazarı’na yerleştikten sonra birkaç kez, hem de İstanbul’a kadar yürüyerek Hacıoğlu Pazarcığını ziyaret ettiğidir. Aynı dedemiz Dağpazarı’nda ormana ağaç kesmeye diye gidip, 6 aydan sonra Hicaz’dan dönermiş. Herkes onu öldü zannedermiş.
Romanya’da çalışan rahmetli amcam Ahmet Uysal seyahatleri sırasında Dobriç’te bazı araştırmalarda bulunur. Hacıoğlu Pazarcığı’nın eski halinin canlandırıldığı mahalleyi görür. Osmanlı döneminden kalan Tekke camisini ziyaret eder. Cami son zamanlarda Türk Hükümeti tarafından restore edilmiş ve ibadete açılmıştır. Amcam bol bol fotoğraf çeker ve Şehir müzesinin kütüphanesinde Dobriç’in tarihiyle ilgili Bulgarca yazılmış bir kitaba ulaşır.
Bu kitabın ilgili yerlerini Bulgaristan’ın Razgrad şehrinden Türkiye’ye gelen yüksek lisans öğrencim Ertan Ahmed Türkçeye çevirir. 2002 Dobriç basımı olan kitabın yazarı Danayil Stefanov Bekarov’dur. Adı ise: HACIOĞLU PAZARCIK (Bir Zamanlar Dobriç Şehri, 14.yy’dan 1982’ye kadar)
Eğitimini Dobriç ve Paris’te tamamlayan yazar, temel kaynak olarak 1880 – 1893 yıllarına ait yayınlara başvurmuştur. Bunlardan Hacıoğlu Pazarcığı’nın tarihteki durumunu açıklayan önemli bazılarını özetle buraya aktaracağım.

Hacıoğlu Pazarcığının Kuruluşu

Dobriç şehrinin ortaya çıkışı ve tarihsel gelişimi ile ilgili net bir şey söylemek zordur. Ancak en çok kabul gören görüş; orta çağ döneminde (14. yüzyılın başı ve 15. yüzyılın başı) Bulgaristan’ın Türklerin eline geçmesinden hemen sonra kurulduğudur. Kurucusunun da saygın bir tüccar olan HACIOĞLU olduğu bilinmektedir. Şehir gayet stratejik bir yerde kurulmuştur. Birçok siyasi, kültürel ve ticari yerlerin bileşkesi durumundadır. Batıdan doğuya giden kervanların geçtiği güzergâh, Tuna ve Silistre’den gelen ve güneye gidenlerin yolları üstünde kurulmuş bir şehirdir.
Şehrin kurucusu Hacıoğlu zengin bir tüccardır. Şehrin doğu tarafında dükkanları vardır. Şehrin dört bir yanı ormanlarla çevrelidir. Baltık ve Karadeniz limanlarına giden tüccarlar bu şehre uğramakta, eşya ve tarım ürünleri de manda ve öküz arabalarıyla taşınmaktadır. Arabaların dingilleri kolay dönsün ve gıcırdamasın diye katran yağı ile yağlanmaktadır.

DEVAM EDECEK…

Tema Tasarım | Osgaka.com