FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Gündem 15 Eylül 2020 906 Görüntüleme

ADI: HATA, ÜNVANI: EN İYİ HAYAT ÖĞRETMENİ

HATA; bazen ocaklar söndüren, gönüller yıktıran, bazen hayat bitiren, bazen de icat olup ömre ömür katan, bazen eş dost kaybettiren bazen de dostluğu sevgiyi pekiştiren… Kimisi kabullenir hatasını, özür diler, ders çıkarır.
Kimisi sonuna kadar inkar eder hatasını da ne ders alır ondan ne de gönül alır hatasının ardından.
Hata birçoğuna göre yanlış yapmak olsa da, aslında hata; doğruya giden yolda farklı yönlere saparak en iyi olan yola karar verebilmektir. İnsanoğlu daha minicik bir bebekken dahi hatalar daha doğrusu deneme yanılmalar yapar ve kendine göre en doğru olan davranışı edinir. Bu deneme yanılmalar insanoğlu yaşadığı sürece de boyut ve şekil değiştirerek devam eder gider. Önemli olan hatayı kabullenip ders çıkarabilmektir. Hata yapmak insana farklı bir yol denemesi gerektiğini ve bu deneme sonucunda nelerin doğru yolu bulmasına engel teşkil ettiği hakkında düşünmesi için iyi bir fırsattır. Bu düşünme fırsatı bundan sonraki doğrulara yapacağı yolculuklarda kendisine ışık olacaktır, aynı yanlışa düşmekten uzaklaştıracaktır. Hata yapmak aynı zamanda hata yapanları da anlayabilmek ve hoşgörü/empati gibi önemli duyguların edinilmesi açısından da son derece anlamlıdır aslında. Tabi bunu anlamlı kılacak olansa kişi hata yaptığında çevresindekilerden aldığı tepkilerdir.
Bebek/çocuk/genç hata yapar, yapacak da elbet. Yapacak ki farklı çıkış yollarını düşünecek, problem çözmeyi öğrenecek. Eee anne baba ne yapacak bu durumda, hatayı görmezden mi gelecek, çocuğuna çözüm yolunu mu gösterecek? Yoksa çocuk hiç hata yapmasın diye onun yerine her şeyi kendisi mi yapacak? Bunların hepsini de yapan bir çok anne baba var. En çok da çocukları sürekli uyararak ya da onun yerine her şeyi yaparak çocuğunu hatalardan kurtarmaya çalışan mükemmel(!) anne babalar var günümüzde. ‘Yemeğini ye yoksa hasta olursun. Ödevini yap yoksa yarın sınıfta öğretmene ne söyleyeceksin? Kalın giyin üşürsün, ince giyin terlersin. Koşma. Atlama. Zıplama düşersin…’ Örnekler o kadar çok ki yazayım desem sayfaya sığdıramam inanın. Çocuğunu deniz kenarına götürüp de kirlenecek diye kumla oynatmayan anneler görmüşlüğüm dahi var söyleyeyim… O kadar abartıyoruz ki anne babalığı bazen çocukları darlıyoruz, çocukluğunu elinden alıyoruz resmen.
Yemek yemedi mi bırakın yemesin, acıktığının farkına varsın acıktığında nolur sonuçlarını bir görsün, ödevini mi yapmadı bırakın bir kez yapmasın ve sınıfta sonuçlarını bizzat deneyimlesin, bu yaşantılar çocuğun çok zarar görmeden deneyip sonuçlarını göreceği önemli anlar. Gelin bu anları çocuklarımız için öğrenme ortamına dönüştürelim. Böylece ileride davranışı gerçekleştirmeden önce düşünmeyi ve sonuçlarını tahmin edebilmeyi, hızlı ve doğru karar verebilmeyi öğrensin. Çocuğun her yaptığı hata onun için birer hayat dersidir, anne babalar için de çocuğunun potansiyelini görme fırsatıdır.
Bunun anlamı çocuk her tehlikeli davranışı yapsın da müdahale etmeyelim kesinlikle değildir. Hemen belirteyim. Kontrollü risk dediğimiz bizim gözetimimizde ama kendi başına girişimlerde bulunsun gerekli durumlarda tabi ki küçük hatırlatmalarımız da olmalı. Biz başta kendimiz olmak üzere; eşimizin, çocuklarımızın basit hatalarını ve yanlışlarını kabullenirsek, gerektiğinde özür dilemesini de bilirsek ve hatalı olana hoşgörüyle yaklaşırsak geleceğe kendinden emin, hata yapmaktan korkmayan, hatasını kabul eden, hoşgörülü yetişkinler bırakırız. Söyledik ya hata değil hayat öğretmeni diye bırakın çocuklarımız hatalarından ders alsınlar.
Çocuklarımızı küçüklükten en iyi öğretmenin derslerine katılma fırsatı sunarsak ve bu derse hoşgörümüzle eşlik edersek büyüdüklerinde gerçekçi, başarılı ve kendinden emin olan hayat tecrübesine sahip kişiler listesine gireceklerdir. Aksi takdirde tepkilerimizden çekinen çocuklar hatalarının farkına varmaz veya varıp da hatasını kabullenmezse işte o zaman hep savunmacı, saldırgan, hoşgörü fakiri bir nesil bizi bekler haberiniz olsun…
Hataların en faydalılarından diye tabir ettiğim bir olayı paylaşmak isterim;
İskoç bilim insanı Alexander Fleming de 1928’de ufak bir hata yapmıştır. Yaptığı bu hata ile aslında tarihi değiştirecek bir buluşa da imza atacaktır. Bakteriler üzerinde çalışan Fleming tatile giderken bakterilerle dolu petri kabını açık unutur ve kaplar kontaminasyona uğrar. Bu kapları temizlemeye koyulan Fleming, içlerinde bakteriler yerine küf mantarları olduğunu fark eder. Üstelik bu herhangi bir küf değildi, ‘Penicillium Notatum’ adı verilen özel bir küf mantarıydı.
Bu buluş, bakteriyel enfeksiyonlarla mücadele etmeye yarayan penisilinin geliştirilmesinin ve üretilmesinin önünü açmıştır ve 90 yıl önce yapılan bu şaşkınlık/hata, bugün milyonlarca insanın hayatını kurtarıyor.
Kim bilir belki sizin evinizde de geleceğin en önemli mucidi yaşıyordur?
Hata yapmaktan korkmayan, hatalarını kabullenen ve hatalarını en iyi öğrenme yollarından birisine dönüştürebilen çocukların anne babası olabilmeniz dileğiyle…

Tema Tasarım | Osgaka.com