FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Gündem 16 Ağustos 2022 185 Görüntüleme

AĞRI DAĞI EFSANESİ / 3

4200 rakımdayız.
24.00 kalkış.
Şu an burada bulunan dağcılar, en az dört gündür Ağrı Dağı iklimindeler.
Atmosfer basıncına, dağın yamacında olmaya, rehberimiz Paraşüt Ahmet’in deyimi ile, özellikle kadın dağcılar, Beyaz Prens’le, buluşmaya hazırlar.
Beyaz Prens, başı buzla kaplı Ağrı Dağı’nın, rehberler nezdindeki kod adı.
Hafif de olsa bir şeyler yeniyor. Tarhana çorbası, falan.
Bu saatte bir şey yenmez bana göre.
Yemiyorum.
Çantamda ne var. Badem, ceviz, fındık, yer fıstığı, çukulota, kuru kayısı, üzüm. Üç litre su.
Saat sekiz civarı yerim, diye planladım.
02.00 gibi, yürüyüş kolu oluştu.
Başta Paraşüt. Çift batonlu. Ne yaptığından emin.
Pos bıyıklarının altından, vücuduna ters, Ağrı Dağına düz, sesiyle gürledi;
“Grubi Ahmedi yürüsün!”
Anladınız. Rehberler Kürt. Yarı Türkçe, yarı Kürtçe konuşuyor.
Ahmet’in grubu yürüyor.
Biraz ileride, ikinci bir komut; “Sayı alalım.”
Bir, iki, üç, dört (İnce Bukay), beş, … 32.
Yeni bir Paraşüt Ahmet nidası; “Maşallahhhh.”
Grup ses veriyor; ortadan, aradan, sondan, arkalı önlü, korosuz.
“Maşallllaahhhhh!”
Her türden, çok coğrafyadan, İstanbul’dan, Ankara’dan, Eskişehir’den, Kayseri’den, Mut’ tan, İzmir’den ve dahi Dünya’nın bütün ülkelerinden.
Gecenin karanlığını yırtıp, Evren’e yola çıkarken, Maşallahımız, çok yaklaştığımız Küp Gölü’nden de duyulur mu acaba bu ses, diyorum.
Ahmet duyar mı?
Hikâyesinin bilindiğini anlar mı?
4200 de;
“Küp Gölü nü görecek miyiz hocam?”
“Uzağından geçeceğiz.”
“Ordan geçsek.”
“Grup geçemez.”
“Ben geçsem”
“Geçersin sen, ama şimdi değil. Grubu bırakamayız.”
Diyaloğu yaşamıştık, hocayla.
4700 rakımlarda, sağ kolunu, güney batı yönde uzatarak, bana bakan Grubi Ammet’in lideri ile göz göze geldik. Küp Gölü’nü gösteriyordu bana. Başka hiç kimseye söylemeden. Merak eden bendim. Anlamıştı.
4800 rakıma geldiğimizde soğuk iyice çökmüştü. Neyse ki, gece güne dönüyordu. Yaklaşan güneş, Ağrı Dağı’nın buralarını da ısıtacaktı.
Ortalık aydınlanıyor.
Bastığımız toprağın, donmuş olduğunu görüyoruz artık.
Buz kütlesi, büyük haşmeti, güvenilmezliği, bin yılları bulan kaybolmazlığı ile kendinden emin, bizi bekliyordu.
Grubi Ahmet’in dağcılarından yolda dökülenler dökülmüş, bir kısmı daha fazla ilerleyemeyip, geri dönmüş, rehberlerden biri onları götürmüştü.
Buradakilerse, buz kütlesi kadar kendilerinden emindiler.
“Beyaz Prens’le” tanışmak için.
Kar kramponlarını geçirdik botların üzerine.

Devam edecek…

Tema Tasarım | Osgaka.com