FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Gündem 14 Temmuz 2020 873 Görüntüleme

ANNEM KÜÇÜKKEN BABAM ÇOCUKKEN

Haydi bugün biraz zaman yolculuğu yapalım. Çocukluğumuzun en güzel anları ve yetişkinlikte dahi büyük bir zevkle oynayabileceğiniz oyunları hatırlayalım. Herkesin gülümseyerek hatırlayacağı birçok oyun anısı mutlaka vardır. En sevdiği oyunu hatırlayanlar el kaldırsın, yok yok el kaldırmasın da herkes en sevdiği çocukluk oyununu en sevdiğine en kıymetlisine (çocuğunuz, kardeşiniz, yeğeniniz çevrenizdeki tüm çocuklar olsun) anlatsın, eğer imkan varsa da oynasın.
Elimize biri uzun biri kısa iki tane sopa alalım haydi çelik çomak oynamaya.
Hepsi aynı boyda ve bir bilye edasıyla toprağa gizlenmiş taşlar bulduk mu hemen beş taş oynayalım.
Boyutu önemli değil de üç taş olsa da işimizi görür, üç taş oynayalım..
Günümüzde bulmak zor ama süslü bir mendil alalım mendil kapmaca oynamaya koyulalım.
Aynı mendili kullanarak oyun değiştirelim mi? Yağ satarım bal satarım, ustam ölmüş ben satarım…
Hadi herkes aynı boyda yere eğilip ayak bileğinden tutsun ve sıra sıra dizilelim, en cesurumuz atlasın tek tek engellerden birdirbir oynayalım.
Rengarenk cam bilyeler nerede? Hadi en çok bilyeyi kim kazanacak?
Yassı taşlardan dokuz tane gerekli bir de top,dokuz taş oyunu için taşları düzgün bir zemine yerleştirelim.
İçtiğiniz gazozların kapağını atmayın sakın, yassı bir taş yardımıyla ters dizilmiş kapakların ön yüzünü çevirmeye çalışalım ilkel taso da diyebiliriz.
Bir top bir birkaç arkadaş varsa haydi istop oynamaya…
İstoptan sıkılanlar ortada sıçan(can, yakar top) oynamaya…
Çarpı şeklinde bir kumaş parçası bulunca veya kartondan platformu oluşturunca, dörder tane taş, boncuk, fasulye bulalım birde 6 tane eşit boyda deniz kabuğu veya salyangoz kabuğu da buldukmu, kim tutar bizi pepiç oyunu başlasın… iki kişi de olur dört kişi eşli de olur.
Kim kiminle eş olacak peki, hadi seçelim. Herkes sol elini açsın üzerine sağ elini de açık bir şekilde koyarak saymaca boyunca sağ elin iç dış olacak şekilde sürekli değiştirsin.
Eş eşe beş beşe toptan aldım güneşe, Güneş beni yaktı soğuk suya attı, soğuk sudan çıktım mavi boncuk taktım. Sayışmaca bittiğinde elinin iç tarafı açık olanlar birbiriyle eş olur, kapalı gelenlerde birbirleriyle eş olur.
Gözümüzü bağlayacağımız bir yazma, fular bulduysak hadi ebeyi belirleyelim. Körebe başlasın… Ebenin gözünü bağlayalım görüp görmediğini test edelim, görmüyorsa eğer ebeye soralım;
Oyunculardan bir kaçı: Ebe ebe buğday ambarına tavuklar girmiş.
Ebe: Kovala yavrum kovala.
Oyuncu: Kovalarsam kaç yumurta vereceksin?
Ebe: 5
Oyuncu ebeyi 5 kez (söylediği sayı kadar) kendi etrafında döndürür ve uzaklaşır oyun başlar. Kim yakalanırsa o yeni ebe…
Araç gereç olmasa da olur birkaç kişi olsak bile oyun oynamaktan kim vazgeçer?
Saklambaç oynayan kaleden kaleye mum diksin mum diksin… 1-2-3-4-5-6-7-8-9-10… parmağını yakalatan ebe… Birlik olup ebeyi şaşırtmaya ne dersiniz? Çanak çömlek patlatalım…
Dört köşeli bir mekan bulalım, köşe kapmaca ile oyunumuza devam edelim.
Evden çıkamadık mı; Kağıt kalem olsa da yeter isim şehir, sos, hımbıl gibi oyun seçeneklerimiz de var hiç merak etmeyin.
Bu oyunlar ve sayışmalar benim gönül hazinemden dökülenlerden bazıları. herkesin ve her yörenin oyunları ve sayışmaları farklı olmakla beraber netice itibariyle hepsi çok kıymetli, hepsi çok güzel değerler.

Peki neden bu oyunları çocuklarla oynamalısınız bir bakalım;

Bu çok değerli oyunları çocuklarla oynarken eğlenceli vakit geçirmekle birlikte, çocuklarınızla aranızda çok zengin bir gönül bağı kurarak sevgi dilinizin güçlendiğini görebilirsiniz. Normal zamanlarda varsa iletişim sorunlarınızın kendiliğinden çözüldüğünü göreceksiniz. Birçok kuralı ve değerlerle ilgili çoğu davranışı oyun yoluyla çok daha rahat kazandıklarını fark edeceksiniz.
Çünkü hatırlayın; akranlarımızla sokaklarda oynadığımız oyunlarda; kazanırdık, kaybederdik, düşerdik, kalkardık, birbirimizin yaralarını sarardık; birisi üst üste ebe kalınca ona kıyamayıp kendimiz gönüllü ebe olurduk. O zamanlar oyunlarımız çok eğlenceli ve öğreticiydi, aynı zamanda gerçek hayatın ta kendisiydi. Ne mutlu bizlere ki bencillikten uzak, merhamet dolu yürekler büyüttük.
Biz, eskiden bu oyunları oynarken sokaklar sadece çocuklarındı, günümüzde ne yazık ki sokaklarda olamayan tek varlıklar çocuklar. Günümüz çocuklarının çoğu akranlarından uzakta, dört duvar arasında yaşıtlarıyla oynamaktan mahrum, sanal oyunların ağına düşmüş durumdalar. Sadece kazanma odaklı ve yüksek dozda şiddet aşılayan dijital arkadaşlarla oynamak zorundalar hem de saatlerce…
Düşünüp hatırlarken bile mutlu olduğumuz bu eşsiz kültür mirası oyunlarımızı, sayışmalarımızı unutmayalım, unutturmayalım. Çocuklarımızı dijital oyunlardan veya çok yüksek fiyatlarla satılan çoğu görsellikten ibaret, hiçbir yeni fikir üretmeyi desteklemeyen yeni nesil oyuncaklardan bir nebze de olsa kurtaralım lütfen.
Onlarında sizden dinlediği, sizinle oynayarak öğrendiği bu eşsiz oyunları gönül sandıklarında saklamaları ve zamanı gediğinde kendi çocuklarına öğretmeleri çok güzel bir miras olmaz mı?
Evlatlarımızın gönül sandıklarında oyun dolu anılarla yer alabilmek dileğiyle…

Tema Tasarım | Osgaka.com