FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Gündem 12 Nisan 2022 380 Görüntüleme

İKLİM SORUNUMUZ

Güncel sorunlarımız o kadar ağır ve çok ki, yarının en büyük sorunu gibi gözüken iklim sorununu ne yazık ki çoğumuz çok önemsemiyoruz, hele hele siyasetçilerimiz bu konuda ne bir söz söylüyor, ne de bir adım atıyor. Ama bilim insanlarının uyarıları ve yaşadığımız gerçekler böyle bir sorunu dayatıp duruyor karşımıza.
Peki bu sorunun yaratıcıları kimler; doğanın düzeniyle oynayanlar, iklim koşullarını yaşanmaza doğru götürenler kimler? Yoksa kendiliğinden oluşan doğal bir gelişme mi bu?
Bunun doğal bir gelişme olduğunu, doğanın kendi yasalarının işleyişiyle ortaya çıktığını bir tek insan bile söylemiyor artık.
O zaman kimler bunların sorumluları, bu korkunç gidişi yaratanlar kimler?
Herhalde sen, ben, bizler değiliz. Biz olsa olsa bu konuyu yeterince önemsememekten, bu konu için örgütlenmeyip bu sorunu yaratanlara ses çıkarmamaktan sorumlu olabiliriz. Yani suskunluktan.
İsterseniz sorunu ve sorunun korkunçluğunu somutlamaya çalışalım.
50-60 yıl önce her yer, bütün köyler aşağı yukarı aynıydı. Bizim İbrahimli Köyünü ele alalım örneğin. Köyün içi olsun dışı olsun su kaynaklarıyla doluydu. Köy yemyeşildi, dağlar yemyeşildi. Fabrika ürünü yem diye bir şey tanımazdık. Hem kendimizin, hem hayvanlarımızın yedikleri doğaldı. Doya doya yağmur, doya doya kar yağardı. Çayırlıklarımız vardı, ot biçer burma (balya) yapar, kışın hayvanlarımıza yedirirdik.
Yıl yıl bunların hepsi yok oldu gitti. Şimdi köyümüzde bir tek su kaynağı var. O da on kat azaldı. Bütün köyler böyle. Kurtsuyu neredeyse bir değirmen döndürümlük, Göksu kat kat azalık…
60 yıl önce Mut’un içi de böyleydi. Şimdiki Cuma Pazarının olduğu yer yemyeşildi, çocuklar çivi oynardı oradaki çayırlıklarda.
Evet, 50-60 yıl içinde geldiğimiz nokta bu. Görünüş o ki, sorun daha da hızlanarak gidecek gibi. Şunu kaçımız dert ediniyoruz peki? “Bu gidişle 50 yıl sonra Göksu bile kuruyabilir!”
Bütün Türkiye, bütün dünya böyle aslında. Uçsuz bucaksız Tuz Gölü kurumadı mı?
Bu da gösteriyor ki geleceğimiz, yaşamımız, çocuklarımız, torunlarımız büyük bir tehlike altında, insanlık ve dünya yok bile olabilir. Asla abartı değil bu. Hepsi gözlerimizin önünde.
Şimdi gelelim bu sorunun yaratıcılarına…
Dünyanın her yerinde tek amaçları daha daha kar olan, kar için her şeyi göze alan, bu konuda yeraltı ve yerüstü kaynaklarını hoyratça kullanan, gözleri ve mideleri asla doymayan anamalcılar (kapitalistler) ve onların sömürü ve talan düzeni…
Doğayı talan edenler…
İşte bu para hırsı, talan ve yağmalama mantığı, bu çarpık üretim, bu tüketim toplumu, her evde üç araç hoyratlığı doğamızı, iklimimizi değiştiriyor hızla.
Evet; küresel ısınma, Paris Sözleşmesi, BM İklim sözleşmesi, fosil enerji kullanılmaması…
Durum bu. Kuraklık ve kıtlık her gün daha bir yakın.
Ne yapacağız peki?..

İlginizi çekebilir

Televizyon da Neymiş?

Televizyon da Neymiş?

Tema Tasarım | Osgaka.com