FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Gündem 12 Temmuz 2022 189 Görüntüleme

KÜÇÜCÜK YAŞAM KESİTLERİ / 33

Burada anlatılanların hiç birisi kurgu değil, hepsi yaşanmışlıklardır.

1960’lı yılları…
Kertmen Köyündendir Yavuz Ali. Kısacık, çevik, burma bıyıklı ama goduş mu goduş birisidir. Goduşlukta bu memlekette üstüne kimse yoktur. Süslü püslü bir de atı vardır. Atını mı süsledi, kesinlikle Köprübaşı Köyüne bakkala gidecektir. Köylüler onun tıkırdık tıkırdık gidip gelişini ilgiyle izler. O yıllarda da bakkalda kibrit, tuz, lamba camı, şeker, lokum, bisküvi, Ermenek ayakkabısı gibi temel gereksinimler olur. Bu tür şeyleri almaya gider o da zaten.
Gittiğinin birisinde Beylerden birisiyle anlaşır, değirmen beklemeye başlar. Başlar ama goduşluğundan hiç ödün vermez. Sekmenin birisine sırtını yaslar, sardığı sigarayı tüttürür, çat çut tespih çeker, ara sıra da bıyıklarını burar, kalkıp da değirmene gelenlerle hiç ilgilenmez. Herkes kendi işini görür. Hatta hak bile almaz. Ve hakkında denilir ki; “Açlığından değirmen bekler, goduşluğundan hak almaz!”
+++
Meydan Mahallesindeki o güzelim parkta sabah yürüyüşünü yapıp bir banka oturur kadın. Biraz soluklanıp, parkın bütün güzelliğini doya doya içine dolduracaktır. Cıvıl cıvıl kuş seslerini, doyumsuz yeşilliği, çeşit çeşit ağaçları, renk renk çiçekleri ve gülleri, karşı dağları, bu saatte geçmesi gereken uçağı, onun sesini ve gökyüzünde bıraktığı iki koşut çizgiyi, tenini iliklerine kadar okşayan serin sabah yelini, hele hele bankın bitişiğindeki sarı çiçeğin dayanılmaz kokusunu…
Burnunu çiçeğin içine bir gömer ki, bir düşünce gelir usuna; bir kişiyi görünceye kadar kalkmayacaktır buradan.
Beş dakika, on dakika, yirmi dakika! İn cin yok! Koca parkta, saban sabah!..
Sen misin bu sözü veren, sen misin dereyi görmeden paçayı sıvayan?..
“Beş dakika içinde kimse gelmezse kalkacağım” der bu kez de.
Bereket beş dakika dolmadan genç bir delikanlı gözükür; kulağında telefon, telefonun önüne katıp sürükleyip götürdüğü kuru bir dal gibi o da, geçip gider önünden.
+++
“ Öğrencilik yıllarım. Mersin’deki bir sınava gideceğim. Bir arkadaşım var, o da gitmek istiyor. Ama kaldığı tarikat yurdu izin vermiyor bir türlü. Çünkü çalışkan bir öğrenciyi kaybetmek istemiyor yurt. Bu kez kaçıyor arkadaşım. Birlikte gidiyoruz Mersin’e.
Neyse, sınava girip akşam geri dönüyoruz Mut’a. Ben eve gidiyorum arkadaşım yurda.
Yarım saat oluyor ki kapı zili çalıyor. Bir bakıyorum arkadaşım:
“Yurt beni almadı, bu gece sizde kalabilir miyim?”
“Ne demek, kalabilirsin tabi!”

İlginizi çekebilir

Uyku Neden Bu Kadar Önemli?

Uyku Neden Bu Kadar Önemli?

Tema Tasarım | Osgaka.com