FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Gündem 7 Temmuz 2020 622 Görüntüleme

KÜÇÜK YAŞAM KESİTLERİ / 10

TRT Nağme’yi dinliyor kadın, gözleri kapalı…
Çok sevdiği bir şarkı, çok sevdiği bir sanatçı, kimseyle paylaşamayacağı bir an…
Duyguları doruklarda, tümüyle kendisinden geçmiş, kendisi/sanatçı ve şarkı, gerisi durmuş, yok…
Notalarla inip çıkıyor, ezgi tümüyle iliklerinde, ruhunun cırcırını açıyor sözler, gençliğinin salıncağında…
Birden, kocasının cırtlak sesi eşlik etmeye başlıyor sanatçıya…
Asla sevmediği bir an! Yeni giysisine çamur sıçrıyor, sevişmesi yarım kalıyor gibi…
Ve ayıkıyor kendinden geçmişlikten, tepe takla geliyor ruhu…
Ağzından çıkanı bile duymuyor:
“Kart horozzz! Çorbayı devirdin lap lap ayaklarınla!..”
+
Çocuk: “Babamı neden işten attılar anne?”
Anne: “Hakkını aradığı için oğlum!”
+
“Eskiden çok utanıyordum, şimdi o kadar değil ama yine de utanıyorum…”
“Eskiden çok utanıyordum, şimdi hiç utanmaz oldum…”
Böyle anlatıyordu kadın kendisini ve şöyle sürdürüyordu sözlerini:
“20-30 kişinin karşısında hiç konuşamazdım; bir heyecan bir heyecan; utanırdım, ne diyeceği şaşırır, beş sözü bir araya getiremezdim, dilimin ucuna gelmezdi sözcükler bir türlü. Bu yaşıma geldim, bu kadar olmasa bile yine böyleyim aslında. Yenemedim bu utangaçlığımı bir türlü. Bana göre bilgisizliğin ve unutkanlığın da payı var bunda. Boruda su çok azsa, ne kadar açarsanız açın musluğu, “fıs fıs” sesi çıkararak akar su…”
“Yıllardır sabah yürüyüşleri yaparım. Mahallemizde birkaç tane park var, bunların bir ikisinde de spor aygıtları. Yürümek kadar bu aygıtlarda da çalışırım. O ilk yıllarda bir utanır bir utanırdım ki bunlarda çalışmaktan. Sanki herkesin gözü bendeydi, beni seyrederdi, “Bu kadın delirmiş” derdi. Şimdi mi? Milim utanmaz oldum. İsterse bir milyon kişi bana baksın! Çünkü boruda yeterli su var, dolaysıyla güven de, “fıs fıs” sesi de çıkmıyor…”
+
Yoksulluk parası alacaktı ama kuyruk uçsuz bucaksızdı, vazgeçti…
+
Gün, anasının koynundan yeni yeni çıkıyordu. Mahalledeki parkta sabah yürüyüşü yapmış geri dönüyordu. Dörtlü kavşağı geçmiş, “Ohh, okullar tatil, bağa bahçeye gidenlerin dışında yollar sokaklar ıpıssız daha!” diyecekti ki, arkası açık bir pikap yıldırım hızıyla geçiverdi yanından. Görebildiği kadarıyla içeride birkaç kişi, açık kasada da birkaç kişiyle beş on kayısı kasası vardı. Belli ki adam bahçesine işçi götürüyordu, kayısı toplanacaktı.
Adam o kadar hızlıydı ki, sanki arkasından atlı kovalıyordu, yangına yetişecekti!
Yarım dakika olmuştu olmamıştı daha, “Çaattt!” diye korkunç bir ses geldi dörtlü kavşaktan!
İçine düşmüştü aslında, emekçinin emek sınavı!..

Tema Tasarım | Osgaka.com