FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Gündem, Haber 26 Kasım 2022 217 Görüntüleme

Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi Mut Temsilciliği: “İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz.”

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü nedeniyle, Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi Mut Temsilciliği adına basın açıklamasında bulunan Avukat Fatma Tekin, kadına yönelik şiddetle etkin mücadele yöntemlerini belirleyen İstanbul Sözleşmesi’nden Cumhurbaşkanlığı kararıyla çekilme kararının hukuken kabulünün mümkün olmadığını belirterek; İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden uygulanması için mücadeleye devam edeceklerini kaydetti. Avukat Tekin, “Türkiye’nin Sözleşmeden çekilmeye yönelik hukuka aykırı Cumhurbaşkanlığı kararının açıklanmasından bu yana artan kadın cinayetleri, İstanbul Sözleşmesi’nin önemini ve uygulanmasının gerekliliğini bir kez daha göstermektedir.” dedi.

Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi Mut Temsilciliği, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü nedeniyle basın açıklamasında bulundu. Mut Adliyesi önünde yapılan basın açıklamasına, Mut Baro Temsilcisi Avukat Mehmet Türkmen ve baroya kayıtlı bir grup avukat katıldı.

Av. Türkmen: “Kadına ve çocuğa şiddette TBMM ve hükümet tavır ve önlem alsın.”

Basın açıklaması öncesi konuşan Mut Baro Temsilcisi Avukat Mehmet Türkmen, kadına ve çocuğa karşı şiddette infaz yasasının biran önce değiştirilmesi ve cezaların caydırıcı olması gerektiğini belirterek; biran önce meclisin ve hükümetin bu konuda tavır ve önlem almasını talep etti.

Türkmen’in ardından Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi Mut Temsilciliği adına basın açıklamasında bulunan Avukat Fatma Tekin, 1985 yılında Birleşmiş Milletler tarafından 25 Kasım gününün “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü” olarak ilan edildiğini anımsattı.

Av. Tekin: “Kadına yönelik şiddet sürekli artıyor.”

Avukat Fatma Tekin, “Dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de kadına yönelik şiddet, sürekli artış göstermektedir. Kadınlar yalnızca erkek şiddetine maruz kalmamakta aynı zamanda erkek egemen sistemin dayattığı baskı, eşitsizlik ve hak ihlalleri ile mücadele etmek durumunda kalmaktadır. Buna karşılık kadınlar yürüttüğü mücadele nedeni ile yargılanmakta ve idari yaptırımlarla karşılaşmaktadır. Her gün en az bir kadın cinayeti ile güne başlar olmak ve bu kadın cinayetlerini normalleştirerek toplumun duyarsızlaştırılması, faillere uygulanan cezaların yetersiz olması ve şiddet gören, tehdit edilen kadınlar için gerekli tedbirlerin alınmaması nedeni ile gerçekleşen bu cinayetler karşısında, devletin tüm organları ve yargı sisteminin sorumluluğu bulunmaktadır.” dedi.

“Sözleşmenin önemi ve gerekliliği bir kez daha görüldü.”

Şiddetle etkin mücadele yöntemlerini belirleyen ve şiddetle mücadeleyi devletin öncelikli görevleri arasında sayan, Uluslararası Hukukun en önemli kilometre taşlarından biri olan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının hukuken kabulünün mümkün olmadığına işaret eden Avukat Tekin, şunları söyledi: “Parlamento tarafından kabul edilerek iç hukukun ayrılmaz bir parçası haline gelen ve normlar hiyerarşisinde kanunlardan bile önce gelen Uluslararası İstanbul Sözleşmesi’nin tek kişi kararı ile kaldırılamayacağı açıktır. Mersin Barosu, birçok baro ve Sivil Toplum Kuruluşları tarafından hukuka aykırı Cumhurbaşkanlığı kararının iptali için Danıştay’da açılan davalar reddedilmiş olup, karar temyiz edilmiştir. Türkiye’nin Sözleşmeden çekilmeye yönelik hukuka aykırı Cumhurbaşkanlığı kararının açıklanmasından bu yana artan kadın cinayetleri İstanbul Sözleşmesi’nin önemini ve uygulanmasının gerekliliğini bir kez daha göstermektedir.”

“İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz.”

Basın açıklamasında İran’daki olaylara da değinen Tekin, “İran’da kıyafet kurallarına uymadığı gerekçesiyle ahlak polisleri tarafından gözaltına alınan ve öldürülen Mahsa Amini için, Rusya – Ukrayna savaşında cinsel şiddete maruz kalan Ukraynalı kadınlar için, sırf ayrılmak istemesi nedeniyle eşi, erkek arkadaşı tarafından dövülen, hatta öldürülen Türkiye’deki kadınlar için, yaşam tarzı sebebiyle psikolojik ve siber şiddete uğrayan kadınlar için, kısacası hayatın her alanında, şiddetin her türlüsüne maruz kalıp şiddete uğrayan tüm kadınlar için haykırıyoruz: Bizlerin artık, kadının yaşam hakkının ihlaline ve kadının kadın olmasından dolayı uğradığı her türlü şiddet ve ayrımcılığa tahammülü kalmamıştır. Kadını ötekileştiren, kadınların eşit ve özgür yaşam hakkına ket vuran, kadınları en temel hakkı olan yaşam hakkından mahrum bırakan zihniyetle mücadele etmeye devam edeceğiz. Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi Mut Temsilciliği olarak İstanbul Sözleşmesi’nin ve 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un tüm şiddet mağdurları hakkında sahada eksiksiz ve kesintisiz uygulanması için mücadele azim ve kararlılığımızdan vazgeçmiyoruz.” şeklinde konuştu.

Avukat Fatma Tekin, basın açıklamasını, “Biliyoruz ki mücadele kazandırır, İstanbul Sözleşmesi yaşatır!” sözleriyle noktaladı.

Tema Tasarım | Osgaka.com