FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Haber 13 Kasım 2023 66 Görüntüleme

YEŞİLADACIK / 3

Yaptığımız ölçümlere göre, yarımadanın kapladığı alan 4300 dönüme ulaşırken, bu yüzölçümünü çeviren kıyı çizgisi ise 11 km uzunluğa erişir… Üzerinde tek bir yapının bile olmadığı bu yarımada, Akdeniz türü bitki örtüsü ile birlikte tümüyle çam ağaçları ile kaplı yemyeşil bir doğallık içindedir… Yarımada üzerinde en yüksek tepe yükseltisi 200 metreyi bulurken, bu doruk yarımadanın kuzey batı ucundadır… Yarımadanın doğusu, batısı ile güneyine göre daha yüksek konumlardan oluşur…
Yeşiladacık, uydu bakışıyla sevimli yuvarlak bir kıyı çizgisi içinde görünse de buranın gerçekte kıyıya inildiğinde oldukça sert görünümlü kayalıklarla çevrili bir yarımada olduğu anlaşılır… Yarımadayı anakaraya bağlayan geçiş, kıskaç bir toprak boğaz biçiminde olup, bu geçişin doğu ile batısında yarım yuvarlak biçimli birer koy yer alır… Uçlarında kayalık doku bulunan bu koylardan batıya bakan koy 450 metre, doğuya bakan koy ise 750 metre kumsal uzunluğunda ölçülür… Doğuya bakan koyun açığında, koy kıyısından 450 metre uzakta üzerinde çok da bitki örtüsü olmayan bir ada yer alır…
Bu ada sarı ağırlıklı tüste (renk) kayalardan oluşmuş olup, bu kayaların bileme taşı özelliğinde olduğu, bileme taşı sözcüğüne denk anlama gelen Köserelik adıyla bu adanın anıldığı çok az kişice bilinmektedir… Bu bilinmezlik yüzden bu adaya da yanılgan bir yaklaşımla Tisan Adası diyenler çoktur…
Oysa daha önce belirttiğimiz gibi bu ad, bir yapı kuruluşu adı olup buranın adı kesinlikle değildir… Köserelik adı, sözcük içinde bazı ses yuvarlamalarıyla Köserlik, Kösrelik çağrımıyla da kullanılabilmektedir… Söylenişi kolaylaştırmak adına bu adaya Kösre Adası da denilebilir durmaktadır ki bileme taşı kösere, doğuştan sakalı bıyığı olmayanlar için kullanılan köse sözcüğü ile de ilişkilidir…
İlginç bir yaklaşımla söz konusu ada üzerinde de belirgin bir bitki örtüsü olmayıp çıplak durması köse sözcüğünü bu adaya yine yakıştırabilmektedir…
İnce uzun biçimiyle deniz içinde görünen bu adayla ilgili yaptığımız ölçümlerde, ada ile en yakın deniz kıyısı olan anakara kıyısı arası uzaklık 200 metre çıkar… Adanın kendi ölçüleriyse, en uzak iki ucu arası 545 metre, en geniş yerden en aralığı ise 140 metredir… Üzerinde güncel yada eski yerleşim izi görünmeyen bu adanın tüm kıyısı 1,3 km çevre çizgisi oluştururken, bu çizgi içinde kalan yüzölçümü ise yaklaşık 61 dönümdür…
Eski çağlardan Hıristiyanlık Dönemi içinde, Yeşiladacık olarak adlandırdığımız bu yarımadanın kuzey batı ucunda kıyıya yakın yerde bir kilise yapılmıştır… Bu kiliseden günümüze ise yapının yalnızca oturum temeli ile bu temel üzerine döşenmiş dokutaş işlemeleri (mozaik) ulaşabilmiştir… İçinde Yunanca yazıtlar bulunun kilise içi bu yer döşemesi dokutaş üzerinde, bilindik çizimlerle birlikte keklik kuşu ile ona benzer kuş betimlemeleri yer alır… Kilise, bulunduğu kıyı konumdan karşıda anakara üzerinde uzanan tüm sıra dağları, solunda doğu koyu ile onun arkasında batı koyu, doğu koyu içinde denizin ortasında yer alan Köserelik Adası’nı tümüyle, doğu açığında görünen Dana Adası’nı ise uzakta da olsa kolaylıkla izleyen bir konumda yapılmıştır…
Günümüz Türkçesinde, iki denizi birbirine bağlayan doğal su geçitlerine bildiğimiz üzere boğaz denilmektedir, ancak iki karayı deniz üzerinde ince bir toprak geçidi ile birbirine bağlayan doğal oluşumlar için Türkçe bir sözcük kullanılmamakta, bu tanımlama için çok bilinmese de bilimsel yazılarda İtalyanca kökenli tombolo sözcüğü kullanılmıştır… Anakara ile bir yarımada arasını birbirine bağlayan bu tür toprak boğaz geçitlere, geçiş verme ile bir bağ oluşturma işlevinden dolayı geçim eki, yürüme eki adlandırmaları tanımlanıp konuşma dilimize kazandırılabilir…
DEVAM EDECEK…

Tema Tasarım | Osgaka.com