FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Haber 10 Ağustos 2021 503 Görüntüleme

Hemşerimiz Dr. Ziya Özel Sessizce Aramızdan Ayrıldı

Türkiye’nin onu 1988 yılında TRT’de haberlerde, ürettiği zakkum ekstresinin kansere çare olduğunu müjdelediğinde “Zakkumcu Doktor” veya “Zakkumcu Ziya” olarak tanıdığı Mut’un Kürkçü mahallesinden hemşerimiz Operatör Dr. Ziya Özel, yaşamını sürdürdüğü Amerika Birleşik Devletlerinde sessizce yaşamını yitirdi. Hemşerimiz Operatör Dr. Ziya Özel, 6 Haziran 2021 tarihinde, yaşadığı Kaliforniya’da (ABD), 94 yaşında aramızdan ayrıldı.
Op. Dr. Ziya Özel’in vefatının ilçemizde duyulmasının ardından, Özel’e yurttaşlar sosyal medya hesaplarından başsağlığı dileklerinde bulundu. Mut Belediye Başkanı Volkan Şeker’de, sosyal medya hesabından yaptığı başsağlığı paylaşımında, “Türkiye’nin ve ilçemizin yetiştirdiği; kıymetli Bilim insanlarından kanser tedavisine ömrünü adamış ve bu alanda insanlığa büyük hizmet vermiş Mut Sarıkavaklı hemşerimiz Dr. Ziya Özel vefat etmiştir. Ailesine ve yakınlarına başsağlığı dilerim.” ifadelerini kullandı.
Op. Dr. Hüseyin Ziya Özel Mut’un Kürkçü köyünde 1927 yılında dünyaya gelmiş, ilk ve orta okulu köyünde ve Silifke’de okumuştu. Parasız yatılı imtihanını kazanarak Kayseri Lisesi’ni bitiren Dr. Özel 1946’da girdiği askeri tıbbiyeden 1952’de mezun olmuş, askeri doktor olarak beş yıl hizmet vermişti. 1957-1961 yılları arasında Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde genel cerrahi ihtisası yapmış, 1962’de ordudan istifa ederek, Muğla Devlet Hastanesi’nde göreve başlamıştı. Türkiye onu 1988 yılında TRT’de haberlerde, ürettiği zakkum ekstresinin kansere çare olduğunu müjdelediğinde tanımıştı.
1969’dan sonra Başhekimliğini de yaptığı Muğla Devlet Hastanesi’nden 1974’te emekliye ayrılarak İstanbul’a taşınan Dr. Özel 1990’larda ABD’ye çağrıldı. O günden bu yana Kaliforniya’da yaşamını sürdüren Dr. Özel, tatillerini ise eşi Zerrin Özel’le birlikte Türkiye’de Marmaris Armutalanı’ndaki evinde geçiriyordu.
Birçok kanser hastası için Op. Dr. Ziya Özel umut kapısı olurken, bir kısım insan da onu şarlatanlıkla suçlamıştı. 2 ay önce hakka yürüyen ve Kaliforniya’da defnedilen Dr. Ziya Özel’in vefatı basına yansımadı.
İletişimde olduğumuz oğlu Tamer Özel’e baş sağlığı diler, haberimize olan katkıları için teşekkür ederiz. Hemşehrimiz Op. Dr. Ziya Özel’e rahmet diliyor, mekanının cennet olmasını temenni ediyoruz.

Gazeteci Ürün Dirier’in Aktuel Dergisi için 2009 yılında yaptığı röportajından bazı kesitler şöyle:

“Dr. Özel değişik hastalıklardan muztarip insanlara yardıma kendini adamış bir Türk cerrahıdır. Anvirzel müseccel markası ile bilinen Nerium Oleander ekstrelerinin mucididir. Oleander ekstrelerinin bağışıklık sistemini düzenleme (modüle etme) özelliği vardır. Kanser ve bağışıklık sistemi düşkünlüğünden kaynaklanan hastalıkların tedavisinde kullanılırlar…”

NERIUM OLEANDER (N.O.) ( Zakkum ) – HİKAYESİ

Dr. Özel N.O. ile çalışmaya 1966 yılında Muğla Devlet Hastanesi’nde iken başladı. Terminal safhadayken N.O. ile tedavi olarak iyileşen hastaları 20 Eylül 1973’te Ankara’da yapılan 4. Balkan Tıp Günleri [ 24 ] sempozyumunda takdim etti. Bu sempozyuma katılırken amacı; bilim camiasının dikkatini etki mekanizması klasik kemoterapi ilaçlarından çok farklı ve bazı vakalarda kanserin türüne bakmaksızın etkili olan N.O. tedavisine çekmekti. Bu tedavi saç dökmüyordu, lökosit sayısını düşürmüyordu. İntramüsküler iğne ile verildiğinde aşı olduktan sonra görülene benzeyen bir ateş yükselmesi görülüyordu. Bu ateş; dozu ayarlayarak kolayca kontrol edilebiliyordu, kanser vücuttan yok olduktan sonra da çıkmaz oluyordu. Umudu; sempozyumdan sonra N.O. ile ilgili ciddi, kapsamlı bilimsel araştırmaların yapılacağı, ve N.O. tedavisinin insanlığın hizmetine bir an evvel gireceği yönünde idi.
Sempozyumdaki tebliğine reaksiyon hiç de umduğu gibi olmadı. Klasik tedavi uygulayıcısı bazı onkologlar, farmakologlar ve üniversite okutmanları N.O. tedavisinin yasaklanması yönünde Sağlık Bakanlığı’na baskı yaptılar.
Ancak, Dr. Özel çalışmalarından vaz geçmedi ve daha başka vakaları Türk tıp dergisi Dirim’de [ 25, 26 ] yayınladı.
N.O. ile ilgili çalışmalarını sürdürebilmek, bilimsel araştırma kurumları ile ilişkiler kurabilmek gayesi ile Muğla Devlet Hastanesi’nden emekliye ayrılarak Nisan 1974’te İstanbul’a taşındı. İstanbul’da değişik üniversitelerle ilişki kurdu. Ancak, beklediği neticeleri alacak çalışmalar yapılamadı.
1985’te yurt dışında araştırma kurumları aramaya başladı. N.O. ekstreleri ile ilgili patent başvurusunu A.B.D. Patent ve Müseccel Marka Ofisi’ne yaptıktan sonra sanayileşmiş değişik ülkelerde bir düzine ilaç firmasına N.O. tedavisini tanıtan birer paket gönderdi. Bunlardan İsviçre’nin Sandoz firması (Sandoz daha sonra başka bir İsviçre ilaç firması ile birleşerek Novartis adını aldı) konu ile ilgilendi ve N.O. ekstre örneklerini test etmek istedi. Testlerin neticesinde N.O. ekstrelerinin bağışıklık sistemini harekete geçirdiği rapor edildi [ 27 ]. Sandoz bilimcileri N.O. ekstreleri için “immünomodülatör” (bağışıklık sistemi düzenleyicisi) tabirini kullandılar. Değişik nedenlerden dolayı Sandoz ile irtibat devam etmedi.
N.O. ektresinde bulunan aktif maddeleri tesbit etmek ve ayırmak gayesi ile 1988 yılında Münih Üniversitesi Farmakoloji Enstitüsü’nde bir araştırma grubu kuruldu. Bağışıklık sisteminin aktivasyon ve düzenlenmesine katkısı olabileceği düşünülen bazı polisakkaritler ayrıldı. Neticeler 17-22 Temmuz 1990’da Almanya’da Bonn’da toplanan Doğal Aktif Maddelerin Biyoloji ve Kimyası (Biology and Chemistry of Active Natural Substances (BACANS)) [ 28-29 ] sempozyumunda takdim edildi. Ancak, araştırma grubunun bazı üyeleri neticelere ve N.O. ekstresine kendi başlarına sahip olma gayreti içine girince grup dağıldı.
Dr. Özel’in 1986’da başvurusunu yaptığı patent 1992 yılında A.B.D.’de [ 30 ], birçok Avrupa ülkesinde, Kanada, Japonya, Avustralya’da tescil edildi.
1995’te bir Amerikan risk kapital şirketi [o zamanki adı ile Pharmaceutical Ventures Trust, daha sonra Ozelle Pharmaceuticals, Inc. (OPI)] patentlerin lisanslarını talep etti. Dr. Özel şirketin N.O. ekstrelerini geliştirip, insanlığın hizmetine girecek hale getirmesi halinde lisansı verebileceği yönünde şartlı anlaşma imzaladı.
OPI AnvirzelTM ismini tescil ettirdi, ve bazı laboratuvar araştırmalarını finanse etti. Faz I klinik deneylerin Cleveland’da Cleveland Kliniği’nde yapılmasını sağladı.
Bu sitenin amacı; Dr. Özel’in tecrübe ve gözlemlerine dayanarak N.O. tedavisini tanıtmaktır. Arzusu; dileyen herkesin zakkum tedavisini uygulayabilmesidir.
Nerium Oleander birçok bilimci tarafından çok değişik zaman ve yerlerde araştırıldı, ancak bulguları hep yanlış yönde, Nerium Oleander’in göz ardı edilmesi yönünde oldu (1-18).
Literatürde Nerium Oleander (N.O.) çok toksik olması ve içindeki kardiak glikozitler ile bilinir. Birçok bitki kitabında N.O. bitkisinin çok zehirli olduğu anlatılır (19). Insanlarda (16,20,21) ve hayvanlarda (17,22) N.O. zehirlenmeleri rapor edilmiştir.
N.O. bitkisinde aralarında güçlü glikositlerin de olduğu ismi daha bilinmiyen 50’nin üzerinde madde olduğu bildirilmektedir (23). 1957’de A.B.D. Milli Kanser Enstitüsü’nde yaklaşık 35.000 bitki nümunesi anti tümör etkileri olup olmadığı yönünde araştırıldı. N.O.’da mevcut olduğu bilinen oleandrin, adynerin ve ursolik asit KB, P388 ve L1210; hücre tiplerinde test edildiler. N.O.’nun bu üç maddesi diğer 632 madde ile birlikte KB tümör hücrelerine karşı etkili bulundular, ancak P388 ve L1210 hücre tiplerine karşı etki göstermediklerinden üzerlerinde çalışılmaya değer bulunmadılar (5).
Yakın tarihli literatüre göre ise; N.O.’nun içinde daha birçok maddenin yanısıra Adynerin, Alpha-amyrin, Beta-sitosterol, Betulin, Foliandrin, Folinerin, Gitoxigenin, Isoquercitrin, Lauric-acid, Linoleic-acid, Neriin, Oleandrin, Oleandrigenin, Oleanolic-acid, Oleic-acid, Quercetin, Rutin, Stigmasterol, Ursolic-acid, Uzarigenin de bulunmaktadır. Gene literatüre göre N.O.’da sayılan bu maddelerin anti tümör ve/veya bağışıklık sistemini kamçılayan ve/veya anti virüs ve/veya anti bakteryel ve/veya daha başka faydalı etkileri vardır (37). N.O. ekstresinde bu sayılan maddelerin kaçının beraberce bulunduğu hala bilinmemektedir.

ÖZEL N.O. ÜZERİNDE ÇALIŞMAYA NASIL BAŞLADI?

Dr. Özel 1962 yılında Muğla Devlet Hastanesi’nde göreve başladı. Hastaneye başvurup kanser teşhisi konan hastaların coğrafi dağılımı dikkatini çeker: kanser teşhisi konmuş 106 hastadan 94’ü 600 metre rakımın üstündeki bölgelerde yaşıyorlardı. Dr. Özel kanser ile çevre koşulları arasında bir korölasyon araştırdı. N.O. bitkisi 600 metrenin altında çok yaygındı ve insanlar bu bitki ile yakın temas halinde idiler (örneğin N.O. bahçelerinde, su kaynaklarının yanında vb yetişiyordu). 600 metrenin üzerinde bu bitkiye rastlanmıyordu. Bunun yanısıra, halk arasında azgın yara denen deri kanserlerinde, bitkinin yapraklarının bir şekilde yara üzerine kullanıldığını gözlemlemişti. Bu gözlemler N.O. bitkisine dikkatini çekmiş, konu üzerinde çalışmaya başlamıştı. Önce kobaylar üzerinde N.O.’dan hazırladığı ekstrenin toksik dozunu tesbit etti. Bir N.O. pomadı hazırladı ve deneysel olarak ilk defa 1966’da bir cilt kanseri tedavisinde kullandı. İkinci olarak inopere mide kanserli bir hasta ağızdan N.O. ekstresi kullandı. Her iki vakada da remisyon oldu (yani her iki hasta da iyileştiler).

1973’TE İLK TIBBİ YAYINLAR

N.O. tedavisi görerek iyileşen hastaların vaka raporları ilk olarak 1973 yılında 4. Balkan Tıp Günleri’nde (24) tebliğ edildi. Daha başka vaka raporları bilahere Türk Tıp dergisi Dirim’de yayınlandı (25,26). Yayınlanan vakalardaki hastaların hepsinin teşhisleri Muğla Devlet Hastanesi ve Dr. Özel ile ilgisi olmayan başka yerlerdeki birçok hastane, üniversite hastanesi gibi sağlık merkezlerinde konmuştu. Bazı hastalar inopere ve terminal safhada kanserliydiler. Bazı hastalara klasik tedaviler (ameliyat, kemoterapi, radyoterapi) uygulanmış, ancak hastalık ilerleyip terminal safhaya gelinince terk edilmişlerdi, ve bu durumda Dr. Özel’e gelmişlerdi. Böyle hastalar N.O. tedavisi ile iyileşmişlerdi, yani artık vücutlarında kanser bulunamıyordu. Dr. Özel; yayınların N.O. tedavisine dikkat çekeceğini, ve konu üzerinde yoğun araştırma, geliştirme faaliyetlerini başlatacağını sanıyordu. Ancak tepki hiç de düşündüğü gibi olmadı. Öncelikle onkologlar olmak üzere eleştirenler başlıca şu kalıpları kullanarak konuyu çarpıtmaya çalıştılar:
Şayet hasta daha önce herhangi bir klasik tedavi görmüş ise (yani ameliyat ve/veya kemoterapi ve/veya radyoterapi olmuşsa) sonra terminal safhada terk edilmişse;
“Hasta daha evvel gördüğü tedavinin sonradan etkisi ile iyi olmuş” diyorlardı.
Şayet hasta inopere ve terminal safhada kanserden muztaripmiş ise ve herhangi bir klasik tedavi uygulanamamış ise:
Teşhis yanlışmış,
Hasta kendi kendine iyileşmiş, literatürde kendi kendine iyileşen hastalar var…
Literatürde böyle tedavi yok.
İyileşmiş demek için beş yıl beklemek lazım.
Ve benzeri argümanları öne sürüyorlardı…
1973’teki kongreden sonra birçok klasik tedavi uygulayıcısı ve bazı üniversite çalışanları Dr. Özel aleyhine tepki gösterdiler ve onların baskısı ile Sağlık Bakanlığı 1976’da Dr. Özel’i mahkemeye verdi. İki yıl süren davadan sonra (İstanbul 11. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 978/107 sayılı kararı ile) Dr. Özel beraat etti. Nisan 1978’deki bu mahkeme kararıyla; N.O. ekstrelerinin Dr. Özel tarafından kullanılması hukuki güvence altına alınmış oldu.

1980’Lİ YILLAR

1986’da ABD’de N.O. ekstreleri için patent başvurusu yapıldı.

1987’de İsviçre ilaç firması Sandoz N.O. ekstreleri ile ilgilendi ve nümune istedi. Yapılan in vitro ve in vivo testler neticesinde N.O.I. (N.O. ekstresinin enjektabl (iğne ile verilen) hali)’nin toksik olmadığı, immünomodulatör (bağışıklık sistemini düzenleyici) ve antitümöral etkiye sahip olduğu rapor edildi (27). Bu şirketle ilişki değişik sebeplerden dolayı devam etmedi.
1988’de Almanya’da Münih Üniversitesi Farmakoloji Enstitüsü’nde N.O. ekstresinin içindeki aktif maddeleri ayırmak üzere bir araştırma grubu oluşturuldu. Bağışıklık sisteminin harekete geçmesine katkısı olabileceği düşünülen bazı polisakkaritler ayrıştırıldı. Bu polisakkaritler için patent başvurusu yapıldı (29), bulgular 17-22 Temmuz 1990’da Almanya’nın Bonn kentinde toplanan BACANS sempozyumunda tebliğ edildi (28). Grup; bazı üyelerinin N.O. ekstresine kendi başlarına sahip çıkmaya kalkmaları üzerine dağıldı.
1986’da ABD’de yapılan patent başvurusu, 1992’de A.B.D.’de (30), Kanada, Japonya, Avustralya, ve birçok Avrupa ülkesinde tescil edildi.
1995’te A.B.D. risk kapitali şirketi Pharmaceutical Ventures Thrust ile bir lisans ön anlaşması imzalandı. Bu firma daha sonra Ozelle Pharmaceuticals, Inc. (OPI) adını aldı. OPI N.O. ekstreleri için ANVIRZEL ismini müseccel marka olarak tescil ettirdi. Yurt dışında N.O. ekstreleri Anvirzel adı altında bilinir oldu.
OPI; A.B.D.’de Texas’da M.D. Anderson’da bazı araştırmaları finanse etti. Araştırmalarda N.O. ekstresinde çok az miktarda oleandrin ve oleandrigenin bulundu. Literatürde kardiak glikozitlerin kemoterapi ilaçlarının etkisine benzer şekilde antitümör etkisi olduğu bilindiğinden, araştırmacılar da N.O. ekstresinin etkisinin başlıca bu iki maddeden kaynaklandığını düşündüler(31-35).
2000 yılında OPI’nın A.B.D.’de hazırladığı Anvirzel ile Faz I klinik deneyleri Cleveland Kliniği’nde (Cleveland, Ohio/USA) yapıldı (36).
Daha başka immünolojik araştırmalar A.B.D.’de Kaliforniya’da Irvine ve Drew üniversitelerinde yapıldı (her iki üniversite de Los Angeles’te) (38).

Daha fazla bilgi için link: https://www.drozel.org/tr/tarihce.htm

Fotoğraf: Güven POLAT

Tema Tasarım | Osgaka.com